Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/9692 E. 2015/12262 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9692
KARAR NO : 2015/12262
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, dayanak ilam gereğince TÜFE oranlarında gerekli arttırımları yaparak takip tarihine kadar olan 12 yıl 6 aylık dönemde toplamda 300.318,04 TL nafaka borcu bulunmasına rağmen 891,153,00 TL ödeme yaptığını, bu hususun banka hesap ekstrelerinden anlaşılabileceğini, bu nedenle alacaklı tarafından aleyhine başlatılan ilamlı takipte borcu bulunmadığını belirterek icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı vekili aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında; İcra takip dosyasında TÜFE artış oranlarının bilirkişi marifetiyle hesaplanarak belirlendiğini, icra dosyasındaki artış oranlarının doğru olduğunu, borçlunun yaptığını iddia ettiği ödemelerin aslında müşterek çocuğun eğitim ve diğer giderlerine mahsuben yapıldığını açıklayarak şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; borçlu tarafça düzenli olarak alacaklının hesabına yapılan ödemelerin işleyen nafaka borcuna yönelik olduğunun kabulü gerektiği, dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre; borçlunun henüz mahsubu yapılmamış 208.277,99 TL ödemesi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline ve takip dosyasında davacı borçlunun mal, hak ve alacaklarına yönelik hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Şikayete konu takip dosyasına dayanak, …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/425 Esas, 2001/582 Karar sayılı ve 11.10.2001 tarihli ilamın hüküm bölümünün 3. fıkrasının b bendinde “…1 Temmuz 2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 785 milyon lira tedbir ve kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakasının davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bu nafakanın altı ayda bir tüfe artış oranında yükseltilmesine ve nafakanın her ay……’ın İş Bankası …. Şubesi …………. nolu hesabına her ayın yedinci gününe kadar yatırılmasına…” denmek suretiyle davalı alacaklı için
tedbir (sonrasında yoksuluk) nafakasına hükmedildiği ve nafaka ödemelerinin hangi hesaba yapılacağının da hükümde gösterildiği anlaşılmaktadır. İş bu nafaka hükmüne dayanılarak alacaklı…. tarafından borçlu……. aleyhine başlatılan icra takibinde, takip tarihindeki güncel nafaka alacağının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … …..10/09/2013 tarihli raporunda; 01.02.2001-30.08.2013 tarihileri arasında mahkeme ilamı gereğince her yılın 1 Temmuz ve 1 Ocak tarihlerindeki TÜFE artış oranlarını esas alarak yaptığı hesaplamada, bu tarihler arasındaki birikmiş nafaka alacağı, 1.048.919,32 TL, birikmiş faiz alacağı ise 448.277,97 TL olmak üzere, toplam 1.497.277,97 TL nafaka alacağı bulunduğu belirlenmiş ve bu belirlemeye göre icra emri tanzim edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; alacaklının dayanak ilamda yazılı banka hesabına 16.10.2001-13.07.2012 tarihleri arasında borçlu tarafça yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapılıp yapılmadığı ve takip dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde uygulanan TÜFE artış oranlarının doğru olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İcra Mahkemesi’nce resen seçilen bilirkişi… .. 18/12/2013 havale tarihli raporunda;
Dava konusu takipte ilam ile hükmedilen nafaka alacağının talep edildiğini, bu nedenle müşterek çocuğun eğitim ve sağlık giderleri için yapılan ödemelerin takip ve dava dışı olduğunu, bu ödemelerin nafaka alacağının hesaplanmasında nazara alınmadığını,
Tarafların zaman aşımı iddia ve taleplerinin bulunmadığını, zaman aşımı takip tarihinden geriye doğru hesaplandığında, 10 yılı aşan zaman diliminde kalan nafaka alacakları ve faiz için zaman aşımının gerçekleşeceğini, 16/09/2013 tarihinden 10 yıl geriye doğru gidildiğinde 16/09/2003 tarihinden itibaren hükmedilen nafaka alacaklarının istenebileceğini,
TÜFE endeksine göre artış oranlarının yıllık bazda hesaplanacağını, ilam uyarınca nafaka altı ayda bir hesaplanacağından, tüfe katsayılarının, hesaplanacak ay endeksi/önceki dönem endeksi oranlaması sonucu çıkan sonuca göre belirlendiğini ve bu belirlemeye göre yapılan hesaplamada, 16/09/2003 tarihinden itibaren borçlu tarafından alacaklının ilamda belirlenen hesabına yapılan ödemelerden işlemiş faiz borcu da mahsup edildiğinde, talep edilebilecek nafaka alacağının 204.034,01 TL, geciken nafakalar işlemiş faizinin 7,24 TL olmak üzere toplam 204.041,25 TL olduğunu, borçlunun İş Bankası …. Şubesi …………nolu hesabına yaptığı toplam ödeme miktarının ise 412.312,00 TL olduğunu bu halde borçlunun takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek borcunun kalmadığını, borç kalmaması nedeniyle henüz mahsubu yapılmamış toplam 208.270,75 TL ödemesi bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Mahkemece iş bu rapor hükme dayanak yapılarak karar verilmiştir.
Alacaklı vekilinin; temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Borçlu tarafından ilamda yazılı banka hesabına yapılan ödemelerin müşterek çocuğun okul ve diğer ihtiyaçları için yapıldığı ve bu hususta borçlunun ikrarı bulunduğu, bu nedenle yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilemeyeceği yönündeki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Takibe dayanak ilamın 3. fıkrasının b bendinde nafaka ödemelerinin İş Bankası ……. Şubes……………..nolu hesabına yapılacağı bildirilmiş olduğundan ve borçlu da bu hesaba ödeme yaptığından ödemelerin tedbir (ilamın kesinleşmesinden sonra yoksulluk) nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekir, bu halde Mahkemece, borçlu tarafından ilamda yazılı alacaklı hesabına yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, alacaklı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının reddine, .
2-Dayanak ilamda aylık nafakanın altı ayda bir TÜFE artış oranında artırılması hükmüne yer verilmiş olup, bu halde hesaplamalarda, şikayete konu takip dosyasında bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada olduğu gibi, nafaka artışının isabet ettiği aylarda TÜFE değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerekirken; tüfe katsayılarını, hesaplanacak ay endeksi/önceki dönem endeksi oranlaması sonucu çıkan yüzde oranlarına göre belirleyen ve bu belirlemeye göre TÜFE artış oranlarını hesaplayan; ayrıca, zamanaşımı defi taraflarca ileri sürülebilecek bir husus olmasına rağmen ve borçlu tarafça bu yönde bir talep bulunmamasına rağmen, yaptığı hesaplamada zamanaşımını dikkate alan hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesi isabetsiz olup, alacaklı vekilinin bu hususa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü gerekir.
Bu halde, Mahkeme’ce yapılacak iş, açıklanan esaslar doğrultusunda Yargıtay denetimine elverişli yeni bir bilirkişi incelemesi ile şikayettin esası hakkında karar vermektir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.