Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/9648 E. 2015/13233 K. 15.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9648
KARAR NO : 2015/13233
KARAR TARİHİ : 15.06.2015

MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın tespiti

… ve ….. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair … Sulh Hukuk Mahkemesi’nden verilen 05.11.2013 gün ve 27/1830 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı…… vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1-Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Davalılardan…. ile ….. davayı kabul etmiş; diğer davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 45 ada 54 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve 12/07/2010 tarihli inşaat mühendisi bilirkişisi raporunda 87 m2 olarak belirtilen ahır niteliğindeki yapının davacı …..’a aidiyetinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı…. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.
2-4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez.
Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece az yukarıda açıklanan hukuksal olgu gözetilerek davanın kabulü ile anılan taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1. fıkrasının HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentde gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm bölümünün 1. fıkrasındaki ”……..’a aidiyetinin …” ifadelerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, bunun yerine ”……. tarafından meydana getirildiğinin …” ibarelerinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK’nın 304. maddesi (1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE temyize konu diğer bölümlerinin ise, yukarıda 1. bentde gösterilen sebeple ONANMASINA, taraflarca HUMK’un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı….’ye iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.