YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9353
KARAR NO : 2015/12786
KARAR TARİHİ : 09.06.2015
MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Şikayetçi vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; iştirak nafakasına ilişkin ilama dayanılarak borçlu hakkında ilamlı icra takibi yapıldığını, iştirak nafakası devam ederken müşterek çocuk reşit olduktan sonra, vesayet altına alınması talebiyle dava açıldığını ve babası olan vekil edeninin müşterek çocuğa veli olarak atanmasına karar verildiğini, vesayet hükümlerinin velayet sonuçlarını doğuracağını, buna rağmen borçlu annenin müşterek çocuğun reşit olduğundan bahisle nafaka kesintisinin kaldırılmasını istediğini, İcra Müdürlüğü’nce de talep doğrultusunda işlem yapılarak nafaka kesintisinin kaldırılmasına karar verildiğini belirterek, İcra Müdürlüğü’nün 13.01.2014 tarihli işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, lehine nafakaya hükmedilen küçük 15.01.2011 tarihinde reşit olmuş ise de,….. 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 11.03.2011 tarih ve 2011/169-362 E-K sayılı kararı ile 11.03.2011 tarihinde vesayet altına alındığından borçlu annenin nafaka yükümlülüğünün devam edeceği gerekçesi ile şikayetin kabulü ile şikayete konu İcra Müdürlüğü’nün iade muhtırasının iptaline karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Medeni Kanun’un 182/1. maddesi “Mahkeme, boşanma ve ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 2. bendi de “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, nafaka lehtarı küçüğün 15/01/2011 tarihinde 18 yaşını tamamlayıp reşit olması nedeniyle, o tarihte iştirak nafakası kendiliğinden kalkar. Zira Medeni Kanun’un 182.maddesinde düzenlenen iştirak nafakası velayetin devam ettiği süre ile sınırlıdır. Reşit olan kısıtlı velisi tarafından Medeni Kanun’un 364. maddesi gereğince, açılacak bir dava ile yardım nafakasına mahkemesince hükmedilebilir. İştirak nafakasının yorum yolu ile sürdürülmesi mümkün bulunmamaktadır. O halde, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamınn tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.