Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/9154 E. 2015/8289 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9154
KARAR NO : 2015/8289
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda, kendilerine 25.11.2013 düzenleme tarihli ve aylık %1 faiz talebi içeren icra emri tebliğ edildikten sonra yine 25.11.2013 düzenleme tarihli ikinci bir icra emri daha gönderildiğini, ikinci icra emrinde faizin günlük %1 oranında talep edildiğini, gönderilen ikinci icra emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ilamdaki “… % 1 sözleşme faizi” ibaresinin “günlük % 1 sözleşme faizi” olarak tavzih edildiği görülmüş ise de şikayete konu ikinci icra emri tavzih tarihinden önceki tarihli olmakla, ilk icra emri borçluya gönderildikten sonra tavzih talebi ve mahkemece verilen bir tavzih kararı olmaksızın ve herhangi bir karara da dayanılmaksızın ikinci bir icra emri gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde usul ekonomisi ilkesi hüküm altına alınmıştır.
Borçlu tarafından İcra Mahkemesi’ne yapılan şikayetten sonra takibe dayanak ilamın tavzihi yapılarak anılan tavzih kararı dosyaya sunulmuştur. Bu durumda, çıkarılan ikinci icra emriyle birinci icra emri geçerliliğini yitireceğinden ikinci icra emrine göre usul ekonomisi ilkesi gereği tavzih kararına uygun olarak takibe devam edilmesi gerekeceğinden Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.