YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8940
KARAR NO : 2015/9026
KARAR TARİHİ : 21.04.2015
İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; haczedilen taşınmazın borçlunun haline uygun bir ev niteliğinde olduğunu açıklayarak, İİK’nun 82/12. maddesine göre haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, borçlunun yurt dışında yaşadığı, taşınmazın yazlık niteliğinde bir ev olduğu, taşınmazın adres olarak yerleşim yeri olarak seçilmediği, kolluk araştırması ve keşif tarihlerinde taşınmazın kapalı olduğu, bu haliyle taşınmazın mesken olarak kullanıldığı iddiasının samimi olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK.nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi’nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır.
Meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapuda borçlu adına kayıtlı olduğu görülmektedir. meskeniyet şikayetinin dinlenebilmesi için borçlunun sürekli o evde oturması şart değildir. Yazlık olarak kullanılan ev için de meskeniyet iddiasında bulunulabilir.
Bu halde Mahkeme’ce yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dosya kapsamındaki bilirkişi raporları denetlenerek gerekirse yeniden ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayettin reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.