Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/8912 E. 2015/14206 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8912
KARAR NO : 2015/14206
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; vekiledeni aleyhine başlatılan ilamlı takipte dayanak ilamın Yargıtay’ca bozulduğunu, Mahkeme’ce bozmaya uyularak yeniden karar verildiğini, bozma sonrası verilen hükmün uygulanabilmesi için öncelikle borçluya icra emri tebliği gerektiği halde İcra Müdürlüğü’nce ilamın infazının muhtıra ile istenmesinin usulsüz olduğunu, ayrıca yapılacak işin mahiyeti nazara alındığında muhtıra ile verilen 15 günlük sürenin makul olmadığını belirterek 07/11/2013 tarihli muhtıranın iptalini istemiştir.
Mahkeme’ce şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Somut olayda,…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/31 esas 2012/50 karar ve 12/03/2012 tarihli kararı ile “Davacının tesisi açısından tehlike teşkil eden Harita ve Kadastro Mühendisi bilirkişi ……..’in krokisinde siyah kalemle taralı alanda davalının faaliyetinin durdurulması suretiyle vaki müdahalesinin önlenmesine; davalının çalışmaları sonucu oluşan tehlikenin izalesi, giderilmesi ve eski hale getirilmesine, bilirkişi krokisinde siyah kalemle taralı alanın geri doldurulmasına, bu konuda davacı tarafından yapılan herhangi bir işlem ve sarf bulunmadığından kararın, İİK 30. madde uyarınca infazına…” şeklinde hüküm kurulduğu, iş bu ilamın infazı için borçlu aleyhine düzenlenen şikayete konu muhtıra ile men edilen faaliyetin durdurularak vaki müdahaleye son verilmesi ve kararda atıfta bulunulan bilirkişi raporunda gösterilen kısmın doldurularak tehlikenin izalesi için borçluya 15 gün süre verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nun 30/1. maddesinde; ”Bir işin yapılmasına mütedair ilam icra dairesine verilince icra memuru 24’üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya ilamda gösterilen müddet içinde ve eğer müddet tayin edilmemişse işin mahiyetine göre başlama ve bitirme zamanlarını tayin ederek işin yapılmasını emreder.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda Mahkeme’ce, şikayete konu muhtıra ile yapılması emredilen işin niteliği nazara alınarak ne kadar sürede yapılabileceği hususunda konusunda uzman bilirkişi görüşü alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.