Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/8277 E. 2015/12017 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8277
KARAR NO : 2015/12017
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, tazminat

…. ve müşterekleri ile ….. ve müşterekleri aralarındaki Tapu iptali ve tescil, tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 26.11.2013 gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili, tarafların ortak mirasbırakanları … ve … adına kayıtlı dava konusu .. parsel sayılı taşınmazda, davalıların bir kısmının 1981, 1982 ve 1986 tarihinde düzenlenen senetlerle paylarını vekil edenlerinin murisine devrettiklerini, bir kısım davalıların da noterde düzenlenen vekaletnamelerle taşınmazdaki hisselerinin satışına ilişkin davacı tarafa yetki verdiklerini açıklayarak, davalıların dava konusu ahşap ev vasıflı 553 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının iptali ile vekil edenleri adına miras payları oranında tescilini, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … davayı kabul ettiklerini, ….,. da davayı sadece ev için olan hususunu kabul ettiklerini açıklamışlar, davalı …ise hüküm tarihinden sonra sunduğu kimlik tespitli dilekçesi ile dava konusu parselin davacılara ait olduğunu kabul ettiğini açıklamıştır. Diğer davalılar yargılama oturumlarına katılmamış, savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, davacıların murisi ile davalıların bir kısmı arasında yapılmış sözleşmelerin dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden önce yapıldığı, kadastro tutanağının kesinleştiği 20.1.1988 tarihinden dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanun’un 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü sürenin geçtiği, kadastro tutanağının kesinleşmesinden sonra verilen vekaletnamelerde taşınmazın devrine ilişkin ibarelerin bulunmadığı gerekçeleriyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine, bilirkişi raporunda davaya konu sözleşmelerde yer alan bedellerin dava tarihi itibariyle değerlerinin davalılar …ve… alınmasına, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, .
2-Dosya arasında mevcut tapu kaydı ve kadastro tutanaklarının incelenmesinde; dava konusu 553 parsel sayılı taşınmazın 13.10.1986 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında ½ hisse oranında .. ve … adına tespitinin yapıldığı, itiraz edilmeksizin kesinleşerek 20.1.1988 tarihinde tapuya tescil edildiği görülmüştür. Dava; kadastro öncesinde yapılan miras payının devri sözleşmelerine dayalı pay iptali ve tescil mümkün olmadığı halde bedel isteğine ilişkindir. Dava tarihi 31.05.2011 olup, tapu iptali ve tescil davası 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde yer alan hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından dinlenmesi mümkün değildir. Ancak; davalıların talep sonucunu kabul etmeleri bundan istisnadır.
Taşınmaz ½ hisse oranında … ve … adına kayıtlı olup, taraflar bu kişilerin mirasçılarıdırlar. Davalılardan …. duruşma sırasındaki beyanlarında, davalı….. ise hüküm tarihinden sonra gönderdiği dilekçe ile davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır. Her ne kadar davalılar… duruşmadaki beyanlarında davayı sadece ev için olan hususunu kabul ettiklerini açıklamışlar ise de, taşınmaz 49 m2 yüzölçümünde ahşap ev vasfında olduğundan bu davalılar yönünden de davanın kabul edildiğinin kabulü gereklidir.
Kabul, yapıldığı andan itibaren geçerli, davayı sonuçlandıran taraf işlemlerinden olup HMK.nun 311. maddesi gereğince kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. İradeyi fesada uğratan geçerli bir nedenin (TBK.m.30,36,37) varlığı da ileri sürülüp kanıtlanmadığına göre kabul beyanı davalıları bağlayıcıdır. Bu sebeple, davalılardan … davayı kabul ettiklerinden; hem …mirasçıları oldukları gözönünde bulundurularak her iki paydan gelecek miras payları yönünden, yine davayı kabul eden davalılar … ise sadece Şaziye mirasçıları olduğu gözetilerek Şaziye’den intikal edecek paylarının iptal ve tesciline karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken; tazminata (bedele) karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan sebeple yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde istek halinde geri verilmesine 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.