Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/7615 E. 2015/13731 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7615
KARAR NO : 2015/13731
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

…… ile…. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair …… Aile Mahkemesi’nden verilen 13.11.2013 gün ve 349/1308 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taşınmaza ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, katkısı ispat edilemediğinden davanın reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 16.10.2001 tarihinde evlenmiş, 28.04.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.12.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hâkimin davayı aydınlatma görevi” başlıklı 31. Maddesine göre, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu olduğu durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.”.
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verebilmesi ve maddi gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemede her ne kadar “açıklama yaptırabilir” denilmişse de, bunun, hâkimin davayı aydınlatması için bir “ödev” olduğunu kabul etmek gerekir. Çünkü davayı aydınlatma ödevi sayesinde hâkim, iddia ve savunmanın doğru ve tam olarak anlaşılmasını sağlayacak ve bu şekilde doğru olmayan bir kararın verilmesini önleyecektir ……, ……, …..,.., s. 248 vd)
için, kendisine yöneltilen talebin formüle edilmesi ve ileri sürülmesi tarafların görevi ise de, bunları anlamlandırmak veya gerektiğinde açıklattırmak hâkimin görevidir. Ancak bu durum, hâkimin tarafların ileri sürmediği vakıaları ileri sürmelerine imkan vermesi veya hatırlatması anlamını taşımaz. Burada mevcut olmayanın talep edilmeyenin ortaya çıkartılması değil, talep edilenin netleştirilmesi, aydınlatılması ve belirlenmesi sözkonusudur
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde; Dava konusu edilen 2014 parsel 13 nolu bağımsız bölüm 02.06.2009 tarihinde satış yolu ile davalı adına tapuya tescil olmuştur. Davacı vekili; dava dilekçesinde davacının babasından kalan tarlasını ağabeyine satımından elde ettiği para ve aracını üçüncü kişiye satarak elde ettiği para ile taşınmazın alımında katkıda bulunması nedeniyle TMK 227. maddesi gereğince tasfiye isteğinde bulunmuştur. Dava konusu itibariyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile değer artış payı alacağına ilişkindir.
Mahkemece, söz konusu kişisel mallardan taşınmazın ada ve parsel nosu ile davalı tarafından 08.03.2012 tarihli beyan dilekçesinde kabul ettiği araca ilişikin plaka nosu davacıdan sorulup belirlenip taşınmaz ve aracın alış ve satış tarihlerini gösterir evrakların ilgili kurumlardan getirtilmesinden sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekiken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.