Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/6413 E. 2015/12844 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6413
KARAR NO : 2015/12844
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi,…..İcra Müdürlüğü’nün 2012/13497 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca ……. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1 talimat sayılı dosyasından yapılan 31.01.2013 günlü hacze konu ayakkabıların davacı üçüncü kişiye ait faturalı eşyalar olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını haczin davacıya ait işyerinde gerçekleştiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu haciz esnasında borçlunun hazır bulunduğunu ve evrak araştırmasında borçlu adına evraklar bulunduğunu, mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak işyeri devri yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; takibe dayanak bonoların iki tanesinde borçlu adresi olarak haciz adresinin belirtildiği, ancak bonoların düzenlenme tarihinde haciz yapılan işyerinin yapı kullanım izninin olmadığı, ödeme emri tebliği haciz adresinde yapılmış ise de Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre olup bizzat borçluya yapılmadığı, 3.kişi ve borçlunun arkadaş olduğu ve davacının işyerine bakması için işyerini borçluya bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, haciz sırasında bulunan borçluya ait belgelerin haciz yapılan işyeri ile ilgisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste borçlu huzurunda yapıldığı gibi, haciz adresinin takibe dayanak bonoların bir kısmında gösterilen adres olup yapılan evrak araştırmasında da borçluya ait evraklar bulunmuştur. Somut olayda, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun
kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı üçüncü kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı borcun doğumundan sonra düzenlenmiş bulunan ayırt edici özellikleri olmayan faturalar, yasal karinenin aksini ispata yeterli değildir. Sunulan kira sözleşmesi adi yazılı olup, borcun doğumundan sonra düzenlendiği gibi, vergi levhası ise beyan üzerine düzenlenmiş olup karine aksini ispatla yeterli değildir.
Tüm bu olgular karşısında, mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamayan üçüncü kişi vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve Yasa’ya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.