Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/6328 E. 2015/8451 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6328
KARAR NO : 2015/8451
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

….. ile ….. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 05.12.2013 gün ve 283/494 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, 2001 yılında miras payının devrine ilişkin davalı ile şifahi olarak anlaştıklarını, 2.500,00 TL ödeme yaptığını açıklayarak, davalının dava konusu 2214 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki payının iptali ile adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde davalıya ödenen 2.500,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazdaki payını satmadığını, ödenen 2.500,00 TL’nin kira bedeli olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, TMK’nun 676. maddesinde tanımlanan yazılı şekil koşuluna uygun şekilde paylaşım yapılmadığı, davalı savunması ve tanık anlatımları gözönüne alınarak bedelin miras payı karşılığı ödenmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK’nun 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil mümkün olmadığı halde bedel isteğine ilişkindir. Davacı ve davalı … ve … ’ın mirasçılarıdır. TMK’nun 677. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının payını diğer mirasçıya devri geçerlidir. Somut olaya gelince; taraflar arasında miras payının devrine ilişkin yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı uyuşmazlık konusu olmadığından, Mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteği yönünden red kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak; davacı vekili, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde bedel yönünden tazminat talebinde bulunmaktadır. Davacı aşamalardaki beyanlarında, sözlü yapılan anlaşma ile miras payının devri karşılığında davalıya para ödediğini iddia etmiş, davalı ise bedelin miras payının satın alınması karşılığında değil, payın davacı tarafından kullanılması nedeniyle kira parası olarak ödendiğini savunmuştur. Davacı, miras payının devri yanında ödediği bedelin iadesini istemesi nedeniyle, öncelikle ödenen bedelin satış parası olduğunu kanıtlamalıdır. Davacı gösterdiği diğer delillerle ödenen paranın satış bedeli olduğunu kanıtlayamamış ise de, delilleri arasında yemin delilinin de mevcut olduğu ancak davacıya bu delili kullanma hakkının hatırlatılmadığı görülmüştür.
O halde Mahkemece yapılacak iş, davacının davalıya miras payının devri karşılığında ödediği kanıtlamadığı belirtilen 2.500,00 TL yönünden, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil kısmında yemin deliline de dayandığı anlaşıldığından, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının HMK’nun 227. m.vd maddelerinde gösterilen usul uygulanarak davet edilmesi yemin teklifi kabul edildiği, taktirde davalının yeminli beyanının alınması; bu suretle 2.500,00 TL’nin miras payının devri karşılığında ödendiğinin kanıtlanması halinde bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi “uygulanarak TÜİK’in TEFE/TÜFE endeksleri ile altın ve döviz fiyatları, memur maaş kat sayıları ile benzeri ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar güncellenmiş karşılığının bulunması için bir mali müşavir, bir bankacı ve bir mülk sahibinden oluşan bilirkişi kurulu’na incelemesi yaptırılıp denetime elverişli rapor alınması; elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile ükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri ereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.