Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/6138 E. 2015/7946 K. 08.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6138
KARAR NO : 2015/7946
KARAR TARİHİ : 08.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, tazminat

… ile….. aralarındaki tapu iptali ve tescil, tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 30.04.2013 gün ve 657/211 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, vekil edeni tarafından 20.02.2007 tarihinde dava konusu 189 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki davalının miras hissesinin satın alındığını, bedelin 5.500 TL’sinin elden nakit, kalan 19.500 TL ‘nin banka havalesi ile gönderildiğini, davalı tarafından taşınmazdaki hissesinin devri için 3. kişiye vekaletname verildiğini ancak devir işlemlerinin yapılamadığını açıklayarak, dava konusu taşınmazda davalıya ait hissenin tapusunun iptali ile vekil edeni adına tesciline, mümkün olmadığı halde taşınmazın rayiç bedelinin tespit edilerek vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalının miras hissesini davacıya satmadığını, davacıdan sadece 19.500 TL borç para alındığını, vekaletnamenin hata ve hile ile verildiğini açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafından satış işleminin resmi şekilde yapıldığı yönünde bir delil öne sürülmediği gibi 5.500 TL’nin elden verildiği yönündeki iddianın yasanın tanımladığı şekilde ispatlanamadığı, bedelin davalıya verilen ve davalının da kabulünde olan 19.500 TL’yi kapsadığı değerlendirilerek tapu iptali ve tescil isteminin reddine, 19.500 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; miras payının devri sözleşmesine dayalı TMK’nun 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil mümkün olmadığı halde bedel isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden, 189 ada 11 parsel sayılı taşınmazın , ½ hissesinin …, ½ hissenin …. adına tapuda kayıtlı olduğu, davacının …, davalının ise … mirasçısı olduğu anlaşılmıştır. Miras payının devri mirasçılar arasında yapılmamıştır. Bu nedenle miras payının devri sözleşmesinin adı yazılı şekilde yapılması yeterli olmayıp resmi şekilde yapılması gereklidir.
Her ne kadar, davalı tarafından …. Noterliği’nin 20.2.2007 tarih … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile 3. kişiye dava konusu taşınmazdaki hissesinin satışı konusunda yetki verilmiş ise de, davacı ve davalı aynı mirasbırakanın mirasçısı olmadığından miras payının devri konusunda resmi işlem yapılması mümkün olmamıştır. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki ilişkinin geçersiz miras payının devri
sözleşmesi olarak değerlendirilmesi ve davacının tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekip, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davacı vekili, iptal ve tescile ilişkin isteğinin kabul edilmemesi halinde bedel yönünden tazminat talebinde bulunmaktadır. Kural olarak, 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme ve 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarına göre harici satışın hüküm ifade etmemesi durumunda taraflar verdiklerini geri alabilirler.
Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder.
Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.
O halde Mahkemece yapılacak iş, davacının davalıya ödediğini kanıtlayamadığı belirtilen 5.500 TL yönünden, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil kısmında yemin deliline de dayandığı anlaşıldığından, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması (HMK.m.227), yemin teklif edildiği ve davalı da bu teklifi kabul ettiği takdirde HMK. 228. vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak yeminli beyanının alınması, yemin sonucu 5.500 TL ödendiğinin kanıtlanması halinde toplam 25.000 TL miktarın; 5.500 TL’nin yeminle de kanıtlanamaması halinde ise toplam 19.500 TL’nin; “denkleştirici adalet ilkesi” uyarınca TÜİK’in TEFE/TÜFE endeksleri ile altın ve döviz fiyatları, memur maaş kat sayıları ve benzeri ekonomik etkenler gözetilerek satış tarihinden dava tarihine kadar ulaştığı güncel değerin belirlenmesi (uyarlama) için dosyanın tomarı ile birlikte bir mali müşavir, bir bankacı ve bir mülk sahibinden oluşan bilirkişi kuruluna verilmesi, bu konuda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor istenmesi, elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olmuş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK. m. 297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın talep halinde davacıya iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.