Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/5997 E. 2015/12922 K. 11.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5997
KARAR NO : 2015/12922
KARAR TARİHİ : 11.06.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili,. İcra Müdürlüğü’nün 2011/9974 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca,… İcra Müdürlüğü’nün 2011/356 sayılı Talimat dosyasında 6 parça taşınmaz üzerindeki pamuk ürününün 03.10.2011 günü haczedilerek takip borçlusuna yediemin olarak teslim edildiğini, taşınmazın…. tarafından….’a kiraya verildiğini, üçüncü kişinin… ile aralarındaki sözleşme uyarınca taşınmazlar üzerine emek ve masraf sarf ederek pamuk ektiğini, hasat zamanı haczin yapıldığını, borçlunun ürün ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, takip borçlusunun haciz mahallinde satım aşamasına gelmiş pamuk ürününün bulunduğu duyumu üzerine haczi yaptıklarını, bu sırada takip borçlusunun hazır bulunduğunu, muhafaza imkansızlığı nedeni ile mahcuzun borçluya teslim edildiğini, noter onaylı kira sözleşmesi uyarınca, takip borçlusunun dava konusu ürünün haczedildiği taşınmazların kiracısı olduğunu, burada çiftçilik yaptığına dair resmi kayıtların yer aldığını, üçüncü kişinin sunduğu belgelerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı….. vekili, dava konusu taşınmazın takip borçlusu tarafından kiralandığını, bir önceki dönem de müvekkilinin annesi tarafından kiralandığını, ancak bu yer ile ilgilerinin kalmadığını, müvekkilinin taraf sıfatı bulunmadığından hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, takip borçlusunun icra takibine itirazının olmadığını, hacze konu ürünün yetiştiği taşınmazların borçlu tarafından kiralandığını ve buna ilişkin sözleşmenin noterde onaylandığını, ayrıca Muhtarlıkta tutulan karar defterine de işlendiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve uyulan bozma ilamına göre; resmiyette haczi yapılan taşınmazların borçlu …..’e kiralanmış olarak gözükmesine rağmen bu taşınmazların fiilen 2011, 2012 ve 2013 yıllarında da davacı….. tarafından ekildiği, pamuk mahsülünün bu kişi tarafından yetiştirildiği, borçlu gözüken kişinin yapmış olduğu arazi kiralama sözleşmelerinin kredi almak amacı ile düzenlenmiş sözleşme olduğu gerekçesiyle davalı….. ve ….. yönünden açılan istihkak davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine, davacı tarafından davalılar….. ve…. aleyhine açılmış olan istihkak davasının kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı alacaklı vekili ve davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3. kişinin İİK’nun 96 vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Davaya konu haciz sırasında, borçlu taşınmazda, haczedilen ürünlerin başında bulunmaktadır.
Somut olayda, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat yükü altında olan davacı 3. kişi karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. Dava dosyasının içeriğinin incelenmesinden; davacı 3. kişinin, hacze konu ürünleri ekip yetiştirdiğine, sattığına, bu işle iştigal ettiğine dair özel veya kamu kurumlarından alınmış veya düzenlenmiş hiçbir belgeyi sunmadığı görülmektedir. Ayrıca davacının dayandığı, …. Noterliği ve……… Noterliği’nde düzenlenen 2 ayrı kira sözleşmesinde, kiracı sıfatıyla borçlu …, kiralayan sıfatıyla da taşınmaz malikleri ……. ailesi yer almakta olup, taşınmaz malikleri ile davacı 3. kişi arasında noterde yapılmış bir sözleşme bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından, taşınmaz malikleri ile davalı borçlu arasında 15.03.2011 tarihinde …… Noterliği’nde yapılan kira sözleşmesinden sonra, taşınmazın davacı 3. kişiye kiralandığına dair sözleşme sunulmuşsa da, bu sözleşme tarihsiz olup, adi biçimde düzenlenmiştir ve bu şekliyle davacının istihkak iddiasını ispata elverişli değildir. Öte yandan, dinlenen tanık beyanları da soyut nitelikte olup, hükme esas alınması mümkün değildir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınarak davanın redddine karar verilmesi gerekirken oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin ve davalı borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.006,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 11.06.2015 tarihinde oyirliğiyle karar verildi.