YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5824
KARAR NO : 2014/20689
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhtesatın tespiti ve tespit
… ve müşterekleri ile … aralarındaki muhtesatın tespiti ve tespit davasının reddine dair … 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 24.12.2013 gün ve 539/500 sayılı hükmün …’ca duruşma istekli olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de duruşma isteminin değerden reddine olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, tarafların 2001 yılında ölen … mirasçıları olduğunu, öncesinde miras bırakan adına kayıtlı olup vekil edenleri tarafından satın alınan taşınmazlardan 8246 ada 12 parsel üzerinde bulunan eski marangozhane binasının vekil edenleri tarafından yapılan iyileştirme ve tadilatlar neticesinde 6 katlı betonarme mağaza haline getirildiğini, dava konusu taşınmazlardan 4911 ada 4 parsel üzerindeki 2 katlı eski binanın yıkılarak yerine 6 katlı 10 daireli bina yapıldığını, 4911 ada 5 parselin ise eskiden bağ niteliğindeyken 1988 yılında üzerine 4 katlı 7 daireli bina yapıldığını, yapılan binalar, iyileştirme ve tadilatların vekil edenlerinin gelir ve birikimleri ile yapıldığını, ortak muristen kalan yapılar olmadığını, davalı tarafından taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ileri sürerek dava konusu parseller üzerindeki yapıların vekil edenleri tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, dava konusu parsellerin ortak muristen kaldığını, muris tarafından yapılan muvazaalı satışlar üzerine açılan dava sonunda muvazaa nedeniyle vekil edenin miras payı olan 1/4 payın iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verildiğini, … 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/196 Esas 2009/157 Karar sayılı dosyasında muhdesat konusunun çözüme kavuşturulduğunu, bu kararın kesin hüküm niteliğinde olduğunu, taşınmazlar üzerindeki binaların miras bırakanın sağlığında işlettiği lokantalardan elde ettiği gelirlerle yapıldığını, davacıların gelirlerinin binaları yapmaya yeterli olamayacağını, muristen kalan daire ve işyerlerinin kira gelirlerini davacıların aldığını, bazı bağımsız bölümleri dava dışı kişilere satarak devrettiklerini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 8246 ada 12 parsele ilişkin değer artıran işlemlerin tespiti davasının maddi vakaların tespiti anlamında tespit davası açılamayacağından davanın hukuki menfaat yokluğu, diğer taşınmazlar üzerindeki muhdesata ilişkin davanın kesin hüküm sebebiyle reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar ve müdahil davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 8246 ada 12 parsel ile 4911 ada 4 parselin, ortak miras bırakan … adına kayıtlı iken 8246 ada 12 parsel, 26.01.1982 tarihinde satış yoluyla 1/2 paylı mülkiyet şeklinde davacılar … ve … adına tescil edilmiş, 4911 ada 4 parsel, 25.11.1982 tarihinde satış yoluyla … adına tescil edilmiş, 14.04.1993 tarihinde 1/2 paylı mülkiyet şeklinde davacılar … ve … adına tescil edilmiş,imar uygulaması sonunda bu taşınmaz 34713 ada 4 parsel 1,2,4,5,6,7,8,9 ve 10 nolu bağımsız bölümler oluşmuş, dava konusu 4911 ada 5 parsel ise, 25.11.1982 tarihinde Metin, … ve … adına tescil edilmiş, imar uygulaması sonunda 34713 ada 5 parsel oluşmuş, … 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/196 Esas 2009/157 Karar sayılı ilamı ile davalı …’in miras payı olan 1/4 payın iptali ile … adına tesciline karar verilmesi üzerine davalı … 1/4 oranında pay sahibi olmuştur.
Dava; 8246 ada 12 parsel yönünden değer artırıcı işlemlerin tespiti, diğer parseller bakımından ise muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Muhdesatın aidiyeti tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu 8246 ada 12 parsele yönelik davanın taşınmaz üzerindeki eski binanın tamir ve tadilatlarla değer artıran işlemler yapıldığı ileri sürülerek istekte bulunulduğuna göre, mahkemece yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; mahkemece 4911 ada 4 ve 5 parsellere ilişkin davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacılar vekili, bu taşınmazlar üzerine yapılan muhdesatın vekil edenleri tarafından yapıldığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki yapıların aidiyetinin tespitini istemiştir.Dava konusu taşınmazlar, miras bırakan … adına kayıtlı iken 1982 yılındaki satışlar neticesinde davacılar adına tescil edilmiş ve imar uygulaması sonunda 34713 ada 4 ve 5 parseller ile üzerindeki bağımsız bölümler oluşmuş, davalı ise muris muvazaasına dayalı satışın miras payı oranında iptal edilmesi neticesinde 1/4 oranında taşınmazlar üzerinde malik olmuştur.
HMK’nun 303. maddesi (HUMK’nun 237.m.) uyarınca, bir hükmün başka bir dava için kesin hüküm sayılabilmesi için taraf, konu ve hukuki sebep birliğinin bulunması gerekir. Davacılar vekili eldeki dosyada, dava konusu taşınmazlar üzerindeki yapıların aidiyetinin tespitini istemişlerdir. Mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen … 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/196 Esas 2009/157 Karar sayılı dosyasında davalı … vekili tarafından davacılar aleyhine “muris muvazaası hukuksal nedenine” dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açtığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde muris … tarafından yapılan satış işleminin muvazaaya dayalı olması nedeniyle taşınmazların miras payı olan 1/4 oranında iptaliyle … adına tesciline karar verildiği, kararın … 1.Hukuk Dairesi’nin denetiminden geçerek 04.11.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Yukarıda açıklandığı üzere her ne kadar her iki dava arasında taraf birliği var ise de konu ve hukuki sebep birliği bulunmamaktadır. Bu nedenle … 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait kesinleşmiş hükmün eldeki dava bakımından kesin hüküm olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Diğer yönden; kesin hüküm kabul edilen dava; muris muvazaasına dayalı miras payı iptaline, eldeki dava ise muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkindir. Kesin hüküm kabul edilen dava dosyasında muvazaaya dayalı tasarrufun iptaline ilişkin olarak araştırma ve inceleme yapılmış, taşınmazlar üzerindeki yapıların aidiyeti ve kimin tarafından yapıldığı araştırılmamıştır. Bu nedenle anılan hükmün güçlü delil olarak değerlendirilebilme olanağı da bulunmamaktadır. Mahkemece, dosyadaki deliller değerlendirilerek elde edilen sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı; müdahil davacılar … , … , … , … , … ve … … müdahale talep dilekçelerinde, bir kısım bağımsız bölümler üzerindeki davacılara ait payları tapuda yapılan resmi işlemle satın aldıklarını, HMK’nun 125/2.maddesi uyarınca davacılar yanında davaya katıldıklarını bildirmişler ise de mahkemece kişilerin karar başlığında isimleri yazılmadığı gibi müdahale talepleri konusunda da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetli olmamıştır.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince … Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.