Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/5423 E. 2015/10362 K. 07.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5423
KARAR NO : 2015/10362
KARAR TARİHİ : 07.05.2015

Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, Bakırköy 1. İflas Müdürlüğü’nün 2011/18 sayılı iflas dosyası kapsamında iflas tasfiye işlemleri sırasında ….. Matbaa San. ve Tic. Ltd. Şti’nin son tescilli adresinde mal defteri tutulduğunu, 17/05/2011 günü yapılan tesbit sırasında tesbit tutanağının 2, 3, 6 ve 7. sırasında kayıtlı makinelerin davacıya ait olduğunu, bu eşyaların Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8817 talimat sayılı dosyasından 17.03.2011 günü yapılan ihale neticesinde satın alındığını, ayrıca 9 ve 10. sırasındaki makinelerin de finansal kiralama yoluyla kiralandığını, 28.03.2011 günü yapılan ihaleye ilişkin tutanak incelendiğinde davacının bu makineleri icradan ihale yoluyla satın aldığının görüleceğini, bu eşyaların müflis şirket adresinde satıldığını, ancak davacı şirket taşınma hazırlığında olduğundan yeni yerin tadilat işlemlerinin sonuçlanmasını beklerken borçlu şirketin iflasına karar verildiğini, davacının satın aldığı eşyaları taşımaya fırsat bulamadan İflas Müdürlüğü’nce bu eşyaların da tesbit edildiğini, ilgili tüm evrakların sunulmasına rağmen söz konusu malların masa malvarlığına dahil edildiğini, bu işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu konuda İflas Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurulduğu halde talebin reddine karar verilerek, bu konuda istihkak davası açılabileceğinin bildirildiğini iddia ederek, bu eşyaların tasfiye işlemleri kapsamında masa malvarlığından tefrikini ve %15’ten az olmamak üzere davacı lehine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İflas İdaresi davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının 17.05.2011 günlü tespit tutanağında belirtilen makineleri, Küçükçekmece 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8817 talimat sayılı dosyasında 17.03.2011 tarihinde ihale ile satın aldığı, 18.05.2011 tarihli tespit tutanağında belirtilen makinelerin leasing sözleşmesiyle davacı tarafından alındığı, bu eşyaların … Matbaa San ve Tic. Ltd. Şti’nin ticareti defterlerinde kayıtlı

olmadığı, davacı tarafın davasını kanıtladığı, davalı aleyhine tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Bakırköy 1. İflas Müdürlüğü’nün 2011/18 iflas dosyasında 17.05.2011 günlü tespit sırasında, tutanağın 2, 3, 6 ve 7 ile 18.05.2011 tarihli tespit sırasında 9 ve 10. sırasında belirtilen malların davacıya ait olduğunun belirlenmesine, nitelik itibariyle kesin olmak üzere karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece 09.12.2013 tarihli ek karar ile kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, bu kez temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iflas yoluyla yürütülen takip sonucu açılan istihkak davası niteliğindedir. Bu sebeple yasa yolunun kapalı olduğundan bahsedilemez. Bu sebeple, temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi.
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sı yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi, dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 tarih ve Esas, sayılı kararında da kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni sayılacağı içtihat edilmiştir.
Somut olayda Mahkemece kısa kararda ”Bakırköy 1. İflas Müdürlüğü’nün 2011/18 iflas dosyasında 17.05.2011 günlü tespit sırasında tutanağın 2, 3, 6 ve 7 ile 9 ve 10. sırasında belirtilen malların davacıya ait olduğunun belirlenmesine” karar verilmiştir. Ancak, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, “Bakırköy 1. İflas Müdürlüğü’nün 2011/18 iflas dosyasında 17.05.2011 günlü tespit sırasında tutanağın 2,3,6 ve 7 ile 18.05.2011 tarihli tespit sırasında 9 ve 10. sırasında belirtilen malların davacıya ait olduğunun belirlenmesine” şeklinde hüküm kurulmuş ve bu şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Buna göre, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılmadığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu anlaşılmakla, bu yönden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bozma sebep ve şekline göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 48,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.