YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5339
KARAR NO : 2015/12829
KARAR TARİHİ : 10.06.2015
MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak
…. ile …. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ……. Aile Mahkemesi’nden verilen 23.10.2013 gün ve 984/754 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davac…. vekili, dava konusu 102 ada 23 parseldeki 3 nolu meskenle ilgili mal rejiminin tasfiye edilerek fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, talebini 60.000,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Daval….. vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 17.12.1988 tarihinde evlenmiş, 02.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 10.05.2012 tarihinde kesinleşmesiyle mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK’nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindeyken davacının 10.07.1984 tarihinde 3. kişiden satış yoluyla iktisap ettiği 12/144 hissenin 6/144 hissesini 06.09.1995 tarihinde uhdesinde bırakarak bakiye 6/144 hisseyi davalı eşine tapuda sattığı, davalının davacıdan aldığı vekaletname ile davacıya ait 6/144 hisseyi kendisine ait 6/144 hisseyle birlikte ilk evliliğinden olan kızı …’e 23.03.2004 tarihinde tapuda devrettiği, en son 12/144 hisseye tekabül eden 3 nolu meskenin davalının ilk evliliğinden olan kızı …. tarafından 26.08.2004 tarihinde tapuda tekrar davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı kocanın 1995 yılındaki payının yarısını davalıya, 2004 yılında kalan payının davacı adına vekaleten davalı tarafından kızına satılmış olması bağışlama iradesi niteliğinde değildir. Mesken niteliğindeki taşınmaz önce davalı tarafından ilk evliliğinden olan kızına 13.10.2004 tarihinde temlik edilip 26.08.2004 tarihinde tekrar davalı tarafından geri alınması işlemleri birlikte düşünüldüğünde, davalının yaptığı bu tasarrufların davacının mal rejiminden kaynaklanan hakkını engellemek için yapıldığının kabulü gerekir. 26.08.2004 tarihinde taşınmazın tekrar
davalı tarafından satış işlemi ile geri alınmış olması karşısında bu temlik işleminin bağışlama olarak kabulü söz konusu olamaz. Bu nedenle taşınmazın edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir.
Bu açıklamalar karşısında davacının 2004 yılında davalı adına tescil edilen 3 nolu meskene yönelik talebi katılma alacağı niteliğindedir.
Katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK’nun 229) ve denkleştirmeden (TMK’nun 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malların (TMK’nun 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçları çıktıktan sonra kalan artık degerin yarısı üzerinde (TMK’nun 231) diğer eşin alacak hakkıdır. (TMK’nun 236/1). Katılma alacağı davalarında kural olarak, TMK’nun 229. maddesi gereğince edinilmiş mal sayılan malların TMK’nun 232 ve 235/1. madde ve fıkraları uyarınca, karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değerlerinin yarısı üzerinden katılma alacağı hesaplanır.
Bu itibarla Mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin birlikte değerlendirilmesi, taşınmazın bozma sonrası karar tarihine en yakın güncelleştirilmiş piyasa sürüm (rayiç) değerinin uzman bilirkişiye tespit ettirildikten sonra yukarıdaki ilkelere göre davacının katılma alacağının belirlenmesi, bu belirlemede taleple bağlılık kuralı ve tarafların kazanılmış haklarının da dikkate alınarak davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.