YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5130
KARAR NO : 2015/1850
KARAR TARİHİ : 29.01.2015
Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
.. ile .. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 31.10.2013 gün ve 135/596 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı dava dilekçesinde; davalının hissesini 22.11.2009 tanzim tarihli taşınmaz mal satış senedi ile 2.750 TL bedel mukabilinde satın aldığını, taşınmazların tapuda devrinin gerçekleştirilmediğini açıklayarak, dava konusu sınırları içerisinde bulunan 597, 595, 586, 584, 572, 576, 734, 906, 346, 497, 1084, 110, 1081, (134)729, 338, 345, 259, 257, 256, 898, 327, 529, 1064, 530, 581, (532) 577, 585, 596, 491, 927, 563, 518 parsel numaralı taşınmazlardaki davalının hisselerinin tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ., davacının dava dilkeçesinde açıkladığı hususların doğru olduğunu, murislerinden intikal eden taşınmazları davalıya satarak bedelini aldığını açıklayarak davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TMK’nun 677/2. maddesinde düzenlenen miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil davasıdır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece; dava konusu taşınmazlarda davalının hissesinin bulunmadığı ve davalı adına kayıtlı olmayan taşınmazdaki hissesinin devrine ilişkin davayı kabul beyanının geçerli olmadığı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, davaya konu bir kısım taşınmazlar bakımından Mahkemenin bu gerekçesine katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtları ve tapulama tutanaklarının incelenmesinde, davalı ..’in, mirasbırakanlar … ve …ın mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya arasında mevcut tapu kayıtlarının incelenmesinde; 529 (116ada 67 parsel), 530 (116 ada 68 parsel), 581 (116 ada 92 parsel), 585 (116 ada 193 parsel), 596 (116ada 210 parsel), 898 (116ada 117 parsel), 532, 577, 729, 257, 491, 134, 781, 110, 259, 327 ve 338 parsel sayılı taşınmazlarda
davalının veya mirasbırakanlarının hissesinin bulunmadığı, bahsi geçen taşınmazların üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğunun görüldüğü, davalı adına kayıtlı olmayan taşınmazları üçüncü kişiye satamayacağı ve bu yöndeki davayı kabul beyanının sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından Mahkemenin gerekçesi bu taşınmazlar bakımından yerindedir. Ancak; 345, 346, 497 (116 ada 44 parsel), 518 (116ada 81 parsel), 572 (116 ada 160 parsel), 576 (116 ada 162 parsel), 584 (116 ada 191 parsel), 586 (116 ada 194), 595 (116 ada 209 parsel), 597 (116 ada 211 parsel), 734 (118 ada 118 parsel), 906 (116 ada 201 parsel), 927 (116 ada 88 parsel), 1081 (209 ada 1 parsel), 1084 parsel (208 ada 1 parsel), ve 256 parsel sayılı taşınmazlarda davalının murisleri …ve … adına kayıtların mevcut olduğu görülmüştür. Hal böyle iken, davalının murislerinin payının mevcut olduğu taşınmazlarda davalının hissesinin bulunduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte, davacının terekeye göre üçüncü kişi durumunda bulunduğu, TMK’nun 677/2.fıkrası uyarınca ve Yargıtay uygulaması uyarınca bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı miras payının devri sözleşmesinin geçerliliği için resmi şekil arandığı, 22.11.2009 tarihli sözleşmenin adi nitelikte olduğu tespit edildiğinden, belge geçersiz olup mülkiyetin alıcı olan davacıya geçirilmesini talep hakkı vermez. Her ne kadar, davalının davayı kabule ilişkin beyanı mevcut ise de, taşınmazlar TMK.nun 640, 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğundan, bu durumda davalının kabul beyanı tereke malı bir bütün olduğu için şu an itibariyle bir sonuç ifade etmeyecektir. Davalının mirasbırakanları adına kayıtlı taşınmazlar bakımından açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değilse de ret kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru görülen mahkeme hükmünün ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,50 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.