Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/4586 E. 2015/14167 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4586
KARAR NO : 2015/14167
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak

Davacı-birleşen dosya davalıs….. ile davalı-birleşen dosya davacıs… aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair…..Aile Mahkemesi’nden verilen 25.09.2013 gün ve 136/1232 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı-birleşen dosya davalısı ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı-birleşen davalı İlknur vekili; mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 135.000,00-TL’nin tasfiyenin sona ermesinden itibaren yürütülecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen davacı…… vekili, davanın reddini savunmuş; birleşen davada, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 60.000,00-TL alacağa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne ve birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davalı vekili ile davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 22.04.1985 tarihinde evlenmiş, 28.07.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.03.2011 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK’nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz edenin sıfatına ve temyiz sebeplerine göre davacı-birleşen davalı vekilinin tüm, davalı-birleşen davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Davalı-birleşen davacı vekilinin dava konusu 18079 ada 1 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; dava konusu mesken davalı tarafından …… Müdürlüğü’nden 2.500,00-TL konut kredisi kullanılarak toplam 12.698,00-TL’ye 22.12.1999 tarihinde satış suretiyle iktisap edilmiş olup, tapuda davalı adına tescil edilmiştir.
Bu miktarın 2.000,00-TL’sinin peşinat, 2.160,00-TL’sinin inşaat dönemi taksitleri, 800,00-TL’sinin toplu konut kredisi karşılığı ve 5.238,00-TL’sinin kaynak maliyet farkı olduğu bildirilmiştir. Oyak Genel Müdürlüğü’nün 14.04.2011 tarihli karşılık yazısı ekindeki hesap tablosundan 2.500,00-TL lik konut kredisi geri ödemelerinin bir kısmının 01.01.2002 tarihinden öncesine, bir kısmının ise 01.01.2002 tarihinden sonrasına tekabül ettiği, kredi ödemelerinin 04.11.2004 tarihinde bittiği ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki için 05.11.2004 tarihinde tapu müdürlüğüne yazı yazıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu 7 nolu mesken için 01.01.2002 tarihinden öncesi yapılan ödemeler bakımından davacının isteği 743 sayılı TKM’nin (…..) 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı, 01.01.2002 tarihinden sonrasına ilişkin ise 4721 sayılı TMK’nun 219. maddesi uyarınca edinilmiş mal olduğunun kabulü ile davacının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağına ilişkindir. (TMK.nun 236/1).
Mahkemece 50.000,00-TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle ve 50.000,00-TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı-birleşen davacıdan tahsiline karar verilmişse de; bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Taşınmazın edinme tarihine kadar evliliğin başından beri öğretmen olarak çalışan davacının, taşınmazın edinilmesinde katkısının kabulü doğru ise de, Mahkemece gerek 01.01.2002 tarihinden önceki ödemeler yönünden belirlenen katkı payı alacağı gerekse 01.01.2002 tarihinden sonraki ödemeler yönünden belirlenen katılma alacağı miktarı usulüne uygun bir şekilde hesaplanmamıştır.
Tarafların her ikisinin de çalıştıkları, davacı kadının 1992-1993 gelirlerine ulaşıldığı ancak diğer gelirlerine ulaşılmamakla birlikte devam eden dönemde de çalıştığı ve gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. İki tarafın da gelirleri dikkate alınarak 01.01.2002 öncesine isabet eden döneme ilişkin hesaplama yapılması yerindedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda iki tarafın gelirleri itibariyle davacının bulunan %50 oranındaki katkı payı gelirlere uygun bulunmamaktadır, bu katkı payı oranı fazladır.
Mahkemece her iki tarafın tüm gelirlerine ulaşılamaması sebebiyle ulaşılabilen gelirleri dikkate alınarak kişisel ihtiyaçları için harcayabilecekleri yaklaşık 2/6’şar oranın, ayrıca erkeğin evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle TKM’nin 152.maddesine göre gelirinden yaklaşık 2/6 oranın da düşüldükten sonra bulunacak tarafların tasarruf oranlarının gözetilmesi, bu şekilde davacı tarafın katkı payı oranının bulunması gerekmektedir. Davacı lehine olacak şekilde tasarruf miktarları ile katkı payı oranı hesaplaması doğru değildir.
Mahkemenin kredi kullanılarak alındığı anlaşılan dava konusu taşınmazla ilgili hesaplama yöntemi de yerinde değildir. Yapılması gereken iş, öncelikle dava konusu taşınmazın alımında kullanılan kredi ile ilgili çekildiği tarih, vade ve ödenecek taksitleri gösteren bilgi ve belgeleri dosyada bulunan belgelerdeki tereddüt nedeniyle yeniden getirtmek, gelecek bilgilere göre kredinin 01.01.2002 öncesine ve sonrasına ait ödemelerin toplam ödeme içindeki oranlarını ayrı ayrı bulmak, 01.01.2002 öncesine ait oranın taşınmazın dava tarihindeki piyasa sürüm değeri ile çarpılması neticesinde elde edilecek miktar ile yukarıda 2 nolu bentteki açıklamalara göre bulunacak davacının katkı oranı ile çarparak katkı payı alacağını tespit etmek olmalıdır.
Bunun yanında 01.01.2002 sonrasına isabet eden oran ile dava konusu taşınmazın bozma sonrası yeni karar tarihi itibariyle belirlenecek güncellenmiş piyasa sürüm değeri ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarın artık değer olarak kabul edilmesi, davacının artık değerin yarısı oranında katılma alacağı bulunduğunun dikkate alınması gerekmektedir. Katkı payı ve katılma alacağı için kredinin 01.01.2002 öncesi ve sonrası itibariyle hesaplama gözetilmesi gerekirken, bu usule uyulmadan yapılan hesaplamayı içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı-birleşen davacı lehine BOZULMASINA, davalı-birleşen davacı vekilinin diğer, davacı-birleşen davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2.898,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.