Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/4566 E. 2015/4220 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4566
KARAR NO : 2015/4220
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Şikayet eden borçlu vekili, İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; vekil edeni aleyhine başlatılan ilamlı takibe dayanak ilamı veren . Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde taraflar arasında görülmüş bir dava bulunmadığını, taraflar arasındaki davanın . Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen tapu iptali ve tescil davası olup kesinleşmeden infazının mümkün olmadığını ileri sürerek icra emrinin ve takibin iptalini istemiştir.
Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nun 297/2. maddesi hükmü gereğince yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
Mahkemece verilen kararda “şikayetin kabulüne” şeklinde hüküm kurulduğu, şikayet dilekçesindeki taleple ilgili olarak neye karar verildiğinin belirtilmediği görülmektedir. Hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür.
Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur. Bu durumda Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesine uygun olarak tesis edilmiş bir hüküm bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.