Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/4404 E. 2015/4222 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4404
KARAR NO : 2015/4222
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Borçlu vekili, vekil edeni aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte İcra Mahkemesi’nden; icra emrinde faiz hesaplamasının yanlış yapıldığını ileri sürerek icra emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, alacaklının ilama uygun olarak faiz işletip talepte bulunduğu, bilirkişi raporunun da bu şekilde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takibe konu, . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.10.2011 tarih 2011/225 Esas ve 2011/30 Karar sayılı ilamı ile 11.240,00 TL’nin 10.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 2/2 maddesi uyarınca reeskont faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
3095 sayılı Kanun’un 2/2. maddesi ”…’nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” hükmüne göre 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesinde düzenlenen faiz oranı, avans faiz oranıdır; ancak takibe dayanak ilamda reeskont faizin uygulanmasından da bahsedilmektedir. Bu durumda, dayanak ilamda hükmedilen faiz türünün ne olduğu müphem olup, hangi faiz oranının ilama uygun olacağı konusunda tereddüt oluşmuştur.
Mahkemece, alacaklı tarafa hangi faizin uygulanacağı konusunda dayanak ilamın ait olduğu Mahkemesi’nden ilamın tavzihinin sağlanması için süre ve imkan tanınması, ilamın tavzihinden sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hukuki değerlendirme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.