Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/4059 E. 2014/20871 K. 14.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4059
KARAR NO : 2014/20871
KARAR TARİHİ : 14.11.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi, yıkım ve tescil

… ile … aralarındaki elatmanın önlenmesi, yıkım ve tescil davasının kabulüne dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.04.2013 gün ve 430/170 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … vekili, 26.05.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle;…Mahallesi’nde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olarak bildirilen kısma davalının kaçak inşaat yapmak suretiyle işgal ettiğini, bu durumun idare tarafından yapılan tespitle belirlendiğini açıklayarak dava konusu yerin … adına tesciline, fuzuli işgal nedeniyle davalının müdahalesinin önlenmesine ve kaçak inşaatın yıkımına karar verilmesni talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan keşif dosyada mevcut bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, davanın kabulüne, 05.12.2011 havale tarihli fen bilirkişi raporunda 1 numara ile gösterilen 307,39 m2’lik kısma müdahalenin önlenmesine, bu taşınmaz üzerindeki inşaatın kaline, bu yerin … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; … Valiliği Kadastro Müdürlüğü’nün dosyada mevcut 01.02.2011 gün ve 266 sayılı yazılarından dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde kadastro çalışmalarının 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre yapıldığını ve nizalı yerin aynı Kanunun 2. maddesi kapsamına göre değerlendirilerek tapulama harici bırakıldığı bildirilmiştir. Yine … valiliği Kadastro Müdürlüğü’nün dosyada mevcut 25.04.2013 gün ve 600 numaralı yazı kapsamına göre Cırtıman Köyü’nde tapulama çalışmalarının 1976-1977 yıllarında tamamlandığını, komşu parsellerin tapulama tutanaklarının 23.04.1977 tarihinde kesinleştiğini dava konusu taşınmazın bulunduğu sahaya “orman” yazılmış olduğundan tapulama dışı bırakıldığı kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahallinde keşif yapılmıştır. Teknik bilirkişiler keşifte hazır bulundurulmuştur. … Köyü muhtarı imzalı beyanında dava konusu inşaatın 1990 yılında davalı tarafından yapılarak bitirildiğini açıklamıştır.

Davalı tanıkları, beyanlarında; dava konusu yerin … arazisi olduğunu açıklamış ve köyün genişlemesi nedeniyle bu yerlere ev yapılmaya başlandığını söylemişlerdir. Keşifte görevli teknik bilirkişiler kroki ve raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre yapılan tapulama çalışmalarında 766 sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca ve orman olduğu belirtilerek tespit harici bırakılan bu yerin ev inşaa etmek suretiyle özel mülkiyete konu olup olmayacağı ve değinilen yasa maddesinin yollamasıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca … adına tescilinin mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere ve kural olarak; 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca tescil harici bırakılan bor, hali, taşlık, kıraç vb. gibi yerlerin imar-ihyası tamamlandıktan sonra MK’nun 639/1 ve TMK’nun 713/1. maddesindeki koşullar gerçekleştiğinde zilyetleri adına talep halinde tescil yoluyla tapu oluşturulması mümkündür. Ancak, kayalık, dağ, mera, kıyı, orman gibi yerlerin imar-ihya ve zilyetlikle kazanılmaları olanaklı değildir. Böyle bir yerin … adına tescili de mümkün olmamaktadır.
Somut olaya gelince; nizalı yerin Kadastro Müdürlüğü’nün dosyada mevcut yukarıda değinilen yazıları kapsamları uyarınca 766 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince ve orman niteliğiyle tescil harici bırakıldıkları anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı …’nin men ve kal isteğinin kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararı usul ve yasaya dosyada mevcut verilere uygun olmakla davalının bu kısımlara ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümünün ONANMASINA,
Ancak, nizalı yerin az yukarıda belirtilen nitelikleri dikkate alınarak … adına tescili mümkün olmayan yerlerden olması nedeniyle Hazinenin tescil talebinin reddine karar vermek gerekirken, kabul kararı verilmesi isabetsizdir. Yerel mahkeme hükmünün tescile ilişkin bölümünün usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davalının bu kısma ilişkin temyiz itirazları yerinde olmakla kabulüyle hükmün bu bölümünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.