Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/2822 E. 2015/8327 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2822
KARAR NO : 2015/8327
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün 2009/1620 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, İcra Müdürlüğü’nün 2011/758 sayılı Talimat dosyasında yapılan 08.03.2011 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin borcun doğumundan çok önce kurulduğunu, haciz adresindeki iş yerinin maliki olduğunu, burada ödeme emrinin de tebliğ edilmediğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiş, aynı hacze yönelik İİK’nun 99. maddesinin uygulanması istemi ile şikayet başvurusunda da bulunmuş, Mahkemece birleştirme kararı verilerek istihkak davası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu şirketin adresinin davacı şirketin eski faaliyet adresi olduğunu, borçlunun faaliyet adresinde davacı şirkete ait evrakların bulunduğunu, şikayet işlemine konu hacizde de borçluya ait evrakların bulunduğunu, iki şirketin aynı alanda faaliyet gösterdiğini, aynı vekil aracılığı ile temsil edildiklerini, ortaklarının birinci derecede akraba olduğunu, istihkak iddiasının muvazaaya dayandığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı ve borçlu şirketlerin ortaklarının aynı aile bireylerinden oluştuğu, borçlunun adresinin üçüncü kişinin eski adresi olduğu, aynı alanda faaliyet gösterdikleri, ödeme emrinin tebliğ edildiği takip adresinde davacı şirkete ait etiketlerin ve mal kartının görüldüğü, şikayete konu hacizde de borçluya ait evrakların görüldüğü, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, davacının bilirkişi incelemesi sırasında envanter defterini ibraz etmediği, diğer ticari defterlerin de delil niteliğinin bulunmadığı, borçlu şirket ve üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunduğu, takibin devamı kararı verildiğinden haczin İİK’nin 96, 97. maddeleri uyarınca yapılmasının yerinde olduğu, istihkak iddiasının ise alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası ve hacizde İİK’nun 96, 97. maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet başvurusu niteliğindedir. Haciz, davacı 3. kişi şirketin Ticaret Sicilinde kayıtlı adresinde yapılmıştır. Haciz mahallinde borçlu şirkete ait evrak bulunmamıştır. Ödeme emri de haciz adresinde borçluya tebliğ edilmemiş, haciz borçlu şirket yetkili ya da ortakları huzurunda yapılmamıştır. Bu koşullarda İİK’nun 97/a. maddesindeki mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğunun kabulü gerekir. Ispat yükü altında olan alacaklı karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delilleri sunamamıştır.
Davanın kabulü yerine reddine yönelik hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK’nun 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.