Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/2603 E. 2015/14429 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2603
KARAR NO : 2015/14429
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı 3. kişi vekili, davalı alacaklı tarafından, diğer davalı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığını, bu takip sırasında, 08.03.2012 tarihinde müvekkiline ait eşyaların haczedildiğini, haciz işlemi yapılan işyerinin kira kontratı ile davacı tarafından kiralandığını, borçlu şirketle davacının hiçbir ilgisinin bulunmadığını, haczedilen malların davacı şirket tarafından satın alındığına ilişkin faturalar bulunduğunu iddia ederek davanın kabulü ile menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin borçluya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunmadığı, dava konusu eşyaların davacıya ait olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
Dava dilekçesine ekli kira sözleşmesine göre, davacının haciz mahallini 23.08.2010 tarihinde, 01.09.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5 yıllık süre ile kiraladığı görülmektedir. Öte yandan, … Vergi Dairesi’nce Mahkeme’ye gönderilen müzekkere cevabında ise davalı borçlu şirketin mükellefiyet kaydının 31.12.2011 tarihi itibariyle re’sen terk ettirildiği bildirilmiştir. Bu bilgilere göre davacı şirket ile davalı borçlu şirketin haciz adresinde yaklaşık 1 yıl 4 ay süreyle birlikte bulunduklarının göz önünde bulundurulması gerekir. Ayrıca;
Dosyanın muhasebe uzmanı bir bilirkişiye tevdii ile mahcuzlar bakımından; davacının ticari defterleri getirtilerek davacı tarafından sunulan faturaların ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olup olmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarının araştırılması, kira sözleşmesi bakımından ise dava dışı kiralayan …’nin, ticari defterleri getirtilip bu defterler üzerinde araştırma yapılarak davacı ile kiralayan arasındaki kira ilişkisinin gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığının, kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılması, bu araştırmalar sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 196,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.