Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/2564 E. 2015/8475 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2564
KARAR NO : 2015/8475
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün 2009/17570 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca İcra Dairesi’nin 2011/3709 talimat sayılı dosyasında yapılan 10.08.2011 günlü hacze konu mahcuzların davacı 3. kişiye ait olduğunu, haciz adresinde bulunan evrakların borçlu ile ilgisi olmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçluya ait aracın halen davacı tarafından kullanıldığını haciz adresinde borçlu ….’ye ait evraklar bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; bilirkişi incelemesinde haciz ve muhafaza altına alınan mahcuzlara ilişkin sunulan faturalarla 3.kişinin defter kayıtlarının örtüştüğünün rapor edildiği, yine Elektrik – Elektronik mühendisi bilirkişisinin raporunda haciz tutanağı ile firmanın sunduğu faturalarda bahsi geçen kesitli kabloların aynı olduğunun tespit edildiği, dava konusu olan malların borçluya ait olmadığı, davacı şirkete ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 3.kişinin, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 71. maddesinin ikinci fıkrasında; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır” hükmü yeralmaktadır. 33/a maddesinin birinci fıkrasında ise “İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri
bırakılmasına veya devamına karar verilir” denilmektedir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da; “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün icinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; borçlular….. ve ….. tarafından İcra Müdürlüğü’nün 2009/17570 Esas sayılı dosyasında aleyhlerine yürütülen kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı, takip dayanağı çekin zamanaşımına uğradığı itirazı üzerine, İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.10.2011 gün ve 2011/960-1043 sayılı ilamı ile “takip dosyasında İİK’nun 71 ve 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına” karar verildiği, bu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2013 gün ve 2013/5787-14217 sayılı ilamı ile onandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
O halde; Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgulara göre, yukarıda sözü edilen 2011/960-1043 sayılı icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra karara karşı alacaklının 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açıp açmadığının araştırılması alacaklı tarafından genel mahkemelerde İİK’nun 33/a-2.maddesi uyarınca açılan bir davanın olmaması halinde alacağın zamanaşımına uğradığı hususunun kesin hüküm teşkil edeceği ve icranın geri bırakılması kararının, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğuracağı ve icra dosyasındaki mevcut hacizlerin kalkacağı, alacaklı tarafından açılmış böyle bir dava varsa sonucunun istihkak davasında bekletici mesele yapılacağı dava sonuna kadar icra takibinin duracağı davanın kazanılması halinde duran icra takibine devam edileceği davanın kaybedilmesi halinde ise dosyadaki hacizlerin kalkacağının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 250,45 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.