YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/25469
KARAR NO : 2015/7213
KARAR TARİHİ : 30.03.2015
MAHKEMESİ : …… İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, ……….. İcra Müdürlüğü’nün 2012/4148, 4151, 4158 sayılı Takip dosyalarında takip borçlusu olan şirket ile 19.04.2012 günlü hacze yönelik istihkak iddia eden üçüncü kişi şirket arasında ortaklık yapısı, aynı alanda ve aynı adreste faaliyet göstermeleri nedeni ile organik bağ bulunduğunu, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, borçlunun alacaklıdan satın aldığı malzemenin üçüncü kişi şirkete teslim edildiğini ancak fatura ve çeklerin borçlu adına keşide edildiğini, haciz adresinin internet sitesinde borçlunun fabrika adresi olarak gösterildiğini belirterek davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, dava konusu haczin üçüncü kişinin iş yerinde yapıldığını, burasının borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, alacaklının ispat yükü altında olduğunu, bağlantılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda üçüncü kişi ve borçlu şirketlerin ortaklarının, yetkililerinin, merkezlerinin farklı olduğunun tespit edildiğinin, salt organik bağa dayalı olarak muvazaadan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, dava konusu mahcuzla ve haciz adresi ile ilgilerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında 2009 yılı ve öncesinden gelen cari hesap ilişkisinin bulunduğu, aralarında mal alım satımının gerçekleştiği, iki şirketin sermaye ve yönetim olarak da aile bağlarına dayanan yakınlık içinde bulunduğu, borçlu şirket adına düzenlenen sevk irsaliyelerindeki malların üçüncü kişinin iş yeri olarak gösterilen adresteki işçileri tarafından teslim alındığı, haciz adresinin internet ortamında borçlunun fabrika adresi olarak gösterildiği, alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davalı borçlu hakkında Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 19.09.2012 tarih, 671-91 sayı ile iflas kararı verilmiştir.
İflas kararının kesinleşmesi üzerine borçlu hakkındaki takipler ve hacizler İİK’nun 193/2. maddesi uyarınca düşeceği için sonucunun eldeki istihkak davasında bekletici mesele yapılması gerekir.
İflasın kesinleşmesi üzerine istihkak davası konusuz kalacağı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekir.
Belirtilen bu husus dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı üçüncü kişi vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine. (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve 618,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.