Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/2504 E. 2014/5889 K. 01.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2504
KARAR NO : 2014/5889
KARAR TARİHİ : 01.04.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2012
NUMARASI : 2010/467-2012/780

S.. Y.. ile S.. K.. ve müşterekleri aralarındaki alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Eskişehir 3. Aile Mahkemesi’nden verilen 23.10.2012 gün ve 467/780 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi bir kısım davalılar S.. K.. ve müşterekleri ile davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı S.. T.. vekili, evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği sonunda edinilen ve ölen eşi M.. adına tapuya tescil edilen Dikili’de 2086 ada parselde kayıtlı numaralı dubleks meskenin kooperatif üyeliğinden oturulur hale getirilmesine davacının ziynetlerini satarak ve çalışması sonunda elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu açıklayarak katkı payının tesbiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 17.06.2008 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 25.000 TL’ye yükseltmiştir.
Birleşen dava dosyasında ise, evlilik içinde ev almak için iki tarafın gelirleri ile biriktirilen paranın muris eşi adına açılan banka fon hesaplarında bulunduğunu, gerek eski gerek yeni Medeni Kanuna göre davacının hat sahibi olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere evlilik birliği içinde edinilmiş banka fon hesabındaki parada davacının katkı payının veya değer artış payının tesbiti ile yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, dava dilekçesinde dava değerini 10.000 TL olarak göstermiş, 05.04.2007 tarihinde harcını da yatırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 50.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davacının ölen eşi M.. Y..’in davacı dışında kalan mirasçılarından davalılar S.. B.., A.. B.., Y.. K.., S.. K.., S.. Ş.. ile bir kısım davalılar vekili benzer savunmalarında ziynetlerin satışından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, M..’in annesi A..’nin Bozüyük’te iki taşınmazının satıldığını, ayrıca bir taşınmazının B.. tarafından kamulaştırıldığını ve alınan paraların M..’e verilerek gerek kooperatife girişte gerek aidatların ödenmesinde kullanıldığını, davacı adına alınan VN plakalı aracın alımında da M..’in katkısı olduğunu, miras bırakanın çalışarak tüm gelirini evlilik birliğine harcadığını, davacının ise emekli olduktan sonra çalışmadığını ve emekli maaşını da harcamadığını, katkı varsa bunun miras bırakana ait olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini aksi halde davacının bankadan çektiği 70.000 TL’nin de dikkate alınarak takas yapılması gerektiğini savunmuşlardır.

Açılan her iki dava dosyasının Daire bozma ilamı doğrultusunda birleştirilmesi neticesi yapılan yargılama sonunda Mahkemece, evle ilgili olarak açılan davanın kısmen kabulü ile 12.500 TL’nin davalılardan (2.500′ er TL’nin davalılar S.., S.., S.. ve Y..’dan, 1.250’şer TL’nin ise davalılar A.. ve S..’den) tahsiline, esas davanın kısmen kabulü ile 6.271,50 TL ‘nin davalılardan (1254,30’ar TL’nin S.., S.., S.. ve Y..’dan 627,15’er TL’nin davalılar A.. ve S..’den) karar tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm esası bakımından davacı vekili, yargılama giderlerine yönelik olarak bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı S.. T.. ile M.. 08.09.1973 tarihinde evlenmişler, M..’in 08.06.2005 tarihinde çocuksuz ölümü sonunda geride mirasçıları olarak davacı eşi ile M..’in annesi ile kardeşinin çocukları davalılar kalmışlardır. Dava dilekçesindeki açıklama ve dosya kapsamına göre dava, S.. ile M..’in evlilikleri sırasında edinilen dava konusu taşınmaz ve muris adına banka hesaplarında bulunan para ve fonlara ilişkin açılan mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesinden kaynaklanan katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Dava konusu 2086 ada parsel üzerindeki numaralı dubleks mesken 1986 yılında M.. adına üye olunan S.S.Bergamalılar N.. Yapı Kooperatifinden ferdileşme sebebi ile 14.02.1996 tarihinde edinilmiş olup tapuda M.. Y.. adına kayıtlı bulunmaktadır. Yine dosya arasına muris M.. adına bulunan banka hesapları getirtilmiş, bankalara yazılan yazılar sonucu gelen cevaplar ve eklerindeki hesap ekstreleri ile ilgili uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, davacı ile murisin evlilik birliği içindeki gelirleri, TKM’nin 152.maddesi ile iki tarafın kişisel harcamaları dikkate alındığında davacının katkı oranının %50 olarak kabul edilmesinde, gelen banka cevapları ve hesap ekstreleri, alınan bilirkişi raporları karşısında da 70.000 TL miktarın aynı gün hesaba yatırılıp çekilmesi ve öncesinde murisin malvarlığında bulunduğunun tesbit edilememesi sebebiyle dikkate alınmamasında bir isabetsizlik görülmediğine, 21.04.2004 tarihinde açılan banka hesabında mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihinde bulunduğu tesbit edilen 13.280 Dolar ve 600 Euro’nun tasfiyeye sokulması da doğru bulunduğuna göre, dosya kapsamı ve toplanan deliller de gözetilerek davacı vekilinin aşağıdaki yazılı husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Mal rejiminin ölümle sona erdiği açıktır. Katkı payı hesabı yapılan ve kooperatif üyeliği sonunda mal ayrılığı rejimi geçerli iken 14.02.1996 tarihinde edinilen Dikili’deki kooperatif evinde davacının katkı oranının % 50 olarak kabulü de yerindedir. Ancak talep katkı payı alacağına ilişkin olduğundan evin dava tarihindeki değeri 40.000 TL’nin tasfiyede gözetilmesi gerekirken katılma alacağı için geçerli bulunan karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri olan 50.000 TL’nin hesaplamada dikkate alınması hatalıdır.
Mahkeme gerek kooperatif evi gerekse bankadaki paralarla ilgili hesaplamada davacının yarı oranda hakkı bulunduğunu (ev için %50 katkı payı alacağı, paralar için %50 katılma alacağı) dikkate almış, sonrasında davacının miras payının da 1/2 oranda olduğunu açıklayarak hesaplamada gözetilen değerlerden bu oranda da eksiltme yaparak neticede davacı lehine 1/4 (veya %25) hakkı varmış gibi yazılı şekilde hüküm kurmuştur. Oysa mal rejiminin tasfiyesi ile terekenin tasfiyesi birlikte yapılamaz. Mal rejiminin tasfiyesi terekenin tasfiyesinden önce yapılır. Çünkü mal rejiminin tasfiyesinden doğan katılma alacağı, terekenin öncelikle ödenmesi gereken borcudur. Mal rejiminin tasfiyesi sonunda bulunan alacaklar terekenin tasfiyesi sırasında öncelikli olarak dikkate alınacağından, terekenin tasfiyesi sırasında tereke tarafından ödenmiş bulunan katkı payı veya katılma alacağı miktarları terekenin borcu olarak öncelikle düşülecek ve sonrasında bakiye tereke üzerinde mirasçıların miras hakları bulunacak ve tasfiyesi mal rejiminin tasfiyesi dışında ayrıca yapılacaktır. Mal rejiminin ölümle sona ermesi halinde davacı eş mal rejiminin tasfiyesi sebebiyle terekeden alacaklı durumunda olduğu gibi terekenin borcu olan bu alacağın ödenmesinde aynı zamanda borçlu durumundadır. Ancak davacının açtığı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, miras paylarının dikkate alınması, bulunan alacak miktarından ayrıca miras payı oranında indirim yapılması doğru değildir. Bu durumda Mahkemece kooperatif evi ile ilgili olarak davacının % 50 katkı oranı ve dava tarihindeki sürüm değeri 40.000 TL. üzerinden hesaplanacak katkı payı alacağının, bankada bulunan 13.280 Dolar ile 600 Euro bakımından ise davacının artık değerin yarısı oranında katılma alacağının bulunduğu gözetilerek hesaplama sonunda bulunacak miktarlara hükmedilmesi gerekirken, hatalı şekilde eldeki davada dikkate alınma imkanı olmayan ve terekenin tasfiyesinde dikkate alınacak davacının miras payı oranının da hesaplamaya katılarak davacı lehine daha düşük miktarda katkı payı ve katılma alacağına hükmetmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle kooperatif evi ve bankadaki Dolar ve Euro’ya yönelik olarak 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre bir kısım davalılar vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 278,75 TL peşin harcın davacı ile bir kısım davalılar S.. K.. ve müştereklerine iadesine 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.