YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21620
KARAR NO : 2016/2536
KARAR TARİHİ : 17.02.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak
… ile … aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 25.06.2014 gün ve 155/362 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … Şahin vekili, evlilik birliği içinde oluşan malların tasfiyesine, davalı adına ruhsatlı olduğu bildirilen … Börek Salonundaki malların değerinin tespitine ve tasfiyesine, tespit edilecek malların (menkul-gayrimenkul-nakit vs.) davacının payına düşecek olan miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinde börek fırınında yer alan makinelerin alınmasında davacının katkısı açıklanmadığı, davacının börek fırınında yer alan makinelerin edinilmesine ne şekilde katkıda bulunduğuna yönelik iddia ve beyanının olmadığı, bu malların edinilmesine katkısını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden(TMK 229.m) ve denkleştirmeden(TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının(TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin(TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır(TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır(TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir(TMK 222. m). -//-
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 04.03.2003 tarihinde evlenmiş, 20.03.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m).
Davacı taraf, dava dilekçesinde açıklamalar kısmında davalı erkeğin kendisine ait aracı sattığını ve 17.315-TL paranın davalı hakkındaki soruşturma sırasında davalının kardeşine verildiğini, davalının … bankalarında parasının olduğunun düşünüldüğünü, ayrıca davalı adına ruhsatlı olduğu bildirilen börek salonundaki menkul malların tespiti ile tasfiye edilmesi gerektiğini bildirerek, evlilik birliği içinde oluşan malların tasfiyesine, davalı adına ruhsatlı olduğu bildirilen … Börek Salonundaki malların değerinin tespitine ve tasfiyesine, tespit edilecek malların (menkul-gayrimenkul-nakit vs.) davacının payına düşecek olan miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve yargılama aşamasındaki beyanlardan davacı tarafın isteğinin hangi malvarlığına ilişkin olduğu açık değildir. Bu halde 6100 sayılı HMK’nun 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacı tarafın talebi açıklattırılıp, davacı tarafın gösterdiği tanıkların da ifadelerine başvurulması ve yukarıda belirtilen ilkeler de dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.02.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
Eşin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası reddedilmiştir. Davacı mal rejiminin tasfiyesi kapsamına girecek malları somutlaştırıp usulünce açıklamamıştır. Davalı eşin adi işletme şeklindeki börek fırınını işlettiği ve bu fırındaki işletme eşyalarının edinilmiş mal niteliğinde olduğu iddia edilmiş ise de; bunların eşin mülkiyetinde olduğu bile kanıtlanmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığını, ret hükmünün onanması gerektiğini düşünüyor, değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.