Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/21400 E. 2015/8347 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21400
KARAR NO : 2015/8347
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

….. ve ….. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Aile Mahkemesi’nden verilen 14.07.2014 gün ve 170/479 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.04.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat … geldi, karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, tarafların 1996 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde sahip olunan 38947 ada 1 parsel 4 nolu bağımsız bölümün vekil edenin gelirleriyle alınarak o tarihte eşiyle birlikte mutlu bir evlilik yapacağı inancıyla davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 45.000 TL katılma alacağının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin çalışma ve gelirlerinin taşınmazın alınmasında kullanıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın davalı adına tescil edilmesi işleminin gizli bağış niteliğinde olduğu ve bağıştan rücu koşullarının gerçekleşmediği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 30.11.1996 tarihinde evlenmişler, 21.06.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 19.07.2012 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, taraflar arasında bu tarihe kadar 743 Sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten sonra ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK’nun 202, 4722 SK.10 m.).Yanlar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK’nun 225/2). Dava konusu 38947 ada 1 parsel üzerindeki 4 nolu bölüm 26.11.2006 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tescil edilmiştir.
Dava; TMK.nun 202 vd.maddeleri uyarınca evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallardan kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece, bağış niteliğinde olduğu, bağıştan dönüldüğünün kanıtlanamadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasa ile toplanan delillere uygun düşmemektedir.
Davacı vekili, taşınmazın vekil edinin gelirleriyle alınmasına karşın o tarihte eşiyle birlikte mutlu bir evlilik yapacağı inancıyla davalı adına tescil edildiğini bildirmiştir.
Bağışı çağrıştıracak başka bir kavram, kelime veya söze dosya kapsamında rastlanılmamıştır. Karşılıklı güven ve sadakat, gerek örf ve adet, aile bütünlüğü kavramı ve gerekse olağan yaşam koşulları gereği, ayrım gözetilmeksizin eşin birinin diğerine para intikal ettirmek suretiyle mal edindirmesi mümkündür. Bunda bağış iradesi ve kastının olduğu sonucuna varmak için kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekir. Dava dilekçesindeki açıklamalar gereği taşınmazın davalı adına tescil edilmiş olması Dairemiz ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasına göre, tek başına davacının gizli bağış iradesini ortaya koyduğunu göstermez. Mahkemece, taraf delillerinin eksiksiz olarak toplanması ve elde edilecek sonuca göre davacı alacağının belirlenmesi ve işin esasına ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bağış nedeniyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık ücretinin davalı taraftan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.