Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/18201 E. 2014/17140 K. 25.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18201
KARAR NO : 2014/17140
KARAR TARİHİ : 25.09.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, Muhdesat aidiyetinin tespiti

… ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil, muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13.03.2013 gün ve 758/151 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, vekil edeninin murisi …’den intikal eden taşınmazların mirasçılar arasında taksim edildiğini, vekil edenine 990 ada 6 parsel sayılı taşınmazın düştüğünü fakat dava konusu ortaklığın giderilmesi davası neticesinde satış yoluyla davalı adına tescil edilen 995 ada 1 parsel üzerinde vekil edenine ait ev ve bahçesinin bulunduğunu, davalı ile taşınmazları takas edecekleri yönünde anlaşma yapmalarına rağmen, davalının takas yapmaya yanaşmadığını açıklayarak; dava konusu 995 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki ev ve muhdesatların vekil edeni adına tescilini, taşınmazın kısmen iptali ile 756m2’lik kısmının vekil adına tesciline, tescilin mümkün olmaması halinde vekil edenine ait muhdesatların tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 990 ada 6 parsel ile dava konusu 995 ada 1 parselin takası yönündeki iddaların doğru olmadığını, taşınmaz üzerindeki evin davacıya ait olduğunu, taşınmaz üzerindeki mandalina ağaçlarının bedelini ödeyerek satın aldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne, 995 parsel üzerinde bulunan 114,74 m2’lik, 19,21 m2’lik ve 16,17 m2’lik inşai muhdesat ile, 11 adet narenciye, 1 adet narenciye, 2 adet nar, 7 adet zeytin, 4 adet asma, 1 adet ayva, 1 adet şeftali, 1 adet yeni dünyadan ibaret muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine, davacının tescil talebi ile tapuya şerh verilmesi taleplerinin reddine ilişkin ilk kararı; davacı vekili ve davalı vekilinin temyizleri üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 13.09.2012 tarih 2012/8399 Esas- 2012/10143 Karar sayılı ilamı ile kısaca “…resmi şekilde yapılmayan takas sözleşmesinin geçersiz olmasına ve kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanun’un 19/2 maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenmeyeceğine göre, davacının tüm temyiz itirazlarının
../..
2014/18201-17140 -2-

Reddine, davalı ortaklığın giderilmesi davası neticesinde verilen karar üzerine satış memurluğunca yapılan ihaleye katılmak sureti ile muhdesatları ile birlikte dava konusu 995 ada 1 parsel sayılı taşınmazı satın almıştır. Bu nedenle taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacıya ait olduğuna karar verilemez ise de davalının kabul beyanı, 6100 sayılı HMK’nun 311. maddesi hükmü uyarınca kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından taşınmaz üzerinde bulunan binalar ile 4-5 yaşlarındaki 11 adet narenciye ağacı ve 3-5 yaşlarındaki şeftali ağacının davacıya ait olduğuna karar verilmesi gerekir…” gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 995 parsel üzerinde bulunan binalar ile 4-5 yaşlarındaki 11 adet narenciye ağacı, 3-5 yaşlarındaki 1 adet şeftali ağacının davacıya ait olduğunun tespitine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde esası yönünden davacı vekili, vekalet ücretine ilişkin olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İddia ve savunmaya, dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere ve uyulan bozma ilamında belirtilen hususlara göre davaya konu taşınmaz üzerindeki muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç ve oluşturulan hüküm yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gereklidir.
Bundan ayrı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine nispi vekalet ücreti ve davalı lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece az yukarıda açıklanan hukuksal olgu gözetilerek davanın kısmen kabulü ile anılan taşınmazlar üzerindeki muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı vekilinin temyizi bu nedenle yerinde ise de; yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hüküm yerinin 1 numaralı bendindeki “…mülkiyetinin davacıya ait olduğunun…” sözlerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, yerine “…davacı tarafından meydana getirildiğinin…” sözlerinin yazılmasına, hükmün 4. bendinde ” reddedilen kısım yönünden de 1200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözlerinin çıkarılarak “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret

../..

2014/18201-17140 -3-

Tarifesine göre hesap edilen 1.320.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılıp eklenmesine, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.