Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/16430 E. 2015/4335 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16430
KARAR NO : 2015/4335
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, alacak

… ile… ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde alacak davasının reddine dair .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 24.01.2014 gün ve 259/22 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.02.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av…. ve karşı taraftan davalılar vekili Av.. . geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 15.06.1991 tarihli satış senedine dayanarak 12 parsel kapsamındaki 1.000 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde satış bedelinin güncellenerek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 12 parsel, 04.12.1959 tarihinde yapılan tapulama yoluyla … adına tescil edilmiş, 1986,1993 ve 1998 yılında yapılan taksim ve intikaller sonunda 1/2 paylı mülkiyet şeklinde davalılardan … ve… adına tescil edilmiştir.
Dava; tapu dışı satışa dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde satış bedelinin güncellenerek ödenmesi isteğine ilişkindir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, dosya arasındaki 12 parsele ait tapu kaydı karşısında harici satın alma tarihi olan 1991 yılı itibarıyla taşınmazın tapuda kayıtlı bulunduğuna, tapulu taşınmazların satışı TMK’nun 706, BK’nun 213 (6098 sayılı TBK’nun 237.), 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağına ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğine, TMK’nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartının ispat şekli olmayıp geçerlilik şartı bulunduğuna göre, mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı vekilinin alacak isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; kural olarak geçersiz sözleşmeye dayalı taşınmaz alım satımlarında herkes verdiğini geri alır.07.06.1939 tarih 1936/31 esas, 1939/47 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile 10.07.1940 tarih ve 2/77 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı buna imkân tanımaktadır. Sözü edilen içtihadı birleştirme kararları uyarınca alıcı ancak, harici satış senedinde yer alan bedelin tahsiline karar verilmesini isteyebilir. Harici satış senedinde yer alan satış bedeli, denkleştirici adalet ilkesi göz önünde tutularak satış tarihinden dava tarihine kadar güncelleştirilmek suretiyle hüküm altına alınması mümkündür. Bilindiği üzere, geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir.
Bundan ayrı, satış bedelinin geri istenmesi TBK’nun 146. maddesine göre, 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ferağdan cayma (dönme) ve imtina (kaçınma) tarihidir. Ferağdan ümidin kesildiği tarih temyize konu “tapu iptali ile tescil olmadığı takdirde alacak” davasının açıldığı terditli dava tarihi olan 20.02.2013’tür. Buna göre davacının tazminat isteği hakkında az yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık ücretinin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.