Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/1640 E. 2015/6794 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1640
KARAR NO : 2015/6794
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2012/ 6165 sayılı takip dosyasında yapılan hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, cebri icra tehdidi altında haksız bir şekilde tahsilat yapılmaya çalışıldığını, borçlunun haciz yapılan adresteki ticari işletme ile resmi veya gayri resmi hiçbir bağ veya ortaklığının bulunmadığını belirterek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili; borçlunun davacı üçüncü kişi şirketin sadece çalışanı olmayıp şirket adına imza atma yetkisine sahip olduğunu, borçlu ile üçüncü kişi arasında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler yapıldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; dava tarihinden sonra 07/10/2013 tarihinde icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava üçüncü kişinin İİK’nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak istemine ilişkindir.
Dava konusu 12.07.2012 günlü hacizden sonra, aynı yerde uygulanan 06.08.2012 tarihli haciz sırasında, davacı üçüncü kişi yetkilisi Eser Aydoğan’ın ”.. haksız hacizden dolayı mallarının gitmemesi için yatırılması gereken miktarı dosyaya teminat olarak yatırmak ve maddi ve manevi tazminat haklarımız saklı kalarak tahsil edilecek paranın dosyada teminat olarak tutulmasını ve haczin kaldırılmasını istiyoruz…” şeklindeki beyanı ile 4365 TL ödeme yapılmış olduğundan, 07.08.2012 tarihinde takip dosyası infazen işlemden kaldırılmıştır. Ne var ki; takip konusu borç davacı üçüncü kişi şirket yetkilisi tarafından haciz sırasında haciz ve muhafaza baskısı ile ödenmiştir. Bundan ayrı, dosya borcunun teminat olarak yatırıldığı beyan edilmiş ise de; icra müdürünün mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılması kararına karşı çıkılmamış olması karşısında, haczin bedel üzerine geçtiğinin ve bedel üzerinden devam ettiğinin kabulü gerekir. Bu hususun, gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Hal böyle olunca; hükmün tarafların toplanan ve toplanacak tüm deliller, iddia ve savunma kapsamında birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için, bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı ve davacı üçüncü kişi şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK 297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.