Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/16188 E. 2014/22582 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16188
KARAR NO : 2014/22582
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/02/2012
NUMARASI : 2011/377-2012/14

R.. K.. ve N.. K.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının reddine dair Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 03.02.2012 gün ve 377/14 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, 439 parsel sayılı taşınmazda tarafların müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca malik olduğunu, taşınmazın üzerinde bulunan ve halen vekil edeninin oturmakta olduğu tek katlı evin vekil edeni tarafından yapıldığını, aynı taşınmaz üzerindeki 2 adet dut, 4 adet erik 4 adet incir, 2 adet nar ağacının vekil edenince dikildiğini, parsel hakkında Antalya 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde ortaklığın giderilmesi davasının görülmekte olduğunu beyanla taşınmaz üzerinde bulunan tek katlı ev ile 2 adet dut, 4 adet erik 4 adet incir, 2 adet nar ağacının vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkemece, davacının hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının iddia ettiği muhdesatın tespitinin zaten Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yapılmış olduğu, bilirkişi tarafından muhdesat değerinin genel gayrimenkul değerine orantılanarak öncelikle davacının muhdesat değerinin ödenmesine karar verildiği, dolayısıyla davacının hukuki yararının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki; celp edilen Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/705 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde bir kısım davalılarca muhdesatların davacı R.. K..’a ait olduğu yönünde beyanda bulunulduğu, 21.03.2011 ve 08.01.2010 tarihli bilirkişi raporlarında taşınmaz üzerindeki ev, sera ve ağaçların R.. K..’a ait olduğu yönündeki belirlemeye göre değer tespiti yapıldığı, Mahkemece 26.12.2011 tarih 2010/625 Esas, 2011/1773 Karar sayılı karar ile ortaklığın giderilmesine, satıştan elde edilecek bedelin 0,016594’ünün muhdesat sahibi R.. K..’a
verilmesine, geriye kalan bedelin tapudaki hisseleri oranında taraflar arasında pay edilmesine dair hüküm kurulduğu, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nce R.. K.. tarafından açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, Mahkemece bozma kararına direnildiği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığı, davada öncelikle taraf teşkilinin sağlanması gerektiği yönünde kararın bozulduğu görülmektedir. Açıklandığı üzere, dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu 439 parsel sayılı taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesine ilişkin dava dosyasında, nizalı muhdesatların davacıya ait olduğu yönünde tüm kayıt maliklerinin kabulü bulunmadığı, Mahkemece satıştan elde edilecek bedelin 0,016594’ünün muhdesat sahibi R.. K..’a verilmesine karar verilmiş ise de bu kararın kesinleşmediği anlaşıldığından davacının nizalı muhdesatların aidiyetinin tespitinde hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, Mahkemece dava konusu muhdesatların aidiyetinin tespiti hususunda taraf delilleri doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.