YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16164
KARAR NO : 2016/1487
KARAR TARİHİ : 28.01.2016
MAHKEMESİ : …19. Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
E.. M.. ile F.. M.. aralarındaki ecrimisil davasının açılmamış sayılmasına dair … 19. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen … gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı E.. M.. mirasçıları N.. K.. ve müşterekleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı E.. M.. vekili, vekil edeninin mirasen intikal eden … Sok. No:3 adresinde bulunan gecekonduda kardeşleri …, … ve ‘e ait hisseleri haricen satın aldığını, ancak kardeşi … …’ın oğlu davalı F.. M..’ın halen taşınmazda ikamet ettiğini açıklayarak, … tarihinden … tarihine kadar olan kira bedelinin … tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın davacı ve kardeşleri adına kayıtlı olduğunu, davacının kira ve ecrimisil talep etmesinin mümkün olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davacının … tarihli duruşmaya mazeretsiz gelmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren HMK’nun 150. maddesinde öngörülen 3 aylık süre içerisinde dava yenilenmediği gerekçeleriyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine hüküm; davacı E.. M.. mirasçıları N.. K.., T.. M.. ve G.. M.. tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; … tarihli tensip tutanağı davacıya dava dilekçesinde belirttiği mernis adresinde … tarihinde bizzat, cevap dilekçesi ise aynı adreste … tarihinde Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği tebliğ edilmiştir. Davacıya … tarihinde yapılacak ön inceleme duruşmasının bildirilmesine ilişkin tebligat ise; … tarihinde tebligat üzerindeki adresin yetersiz olduğu, muhatabın tanınmadığı ve kaydı bulunmadığı belirtilerek iade edilmiştir. Mahkemece … tarihli ön inceleme duruşmasında, taraflara tebligatın yapıldığı, taraflarca takip edilmediği açıklanarak HMK’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya arasında mevcut bilgi ve belgelerden, davacı E.. M..’ın … tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Davacıya daha önce aynı adreste tensip tutanağı bizzat tebliğ edildiği halde, ön inceleme duruşmasının bildirilmesine ilişkin tebligatın, davacının ölmüş olduğu … tarihinden sonra, 04.10.2012 tarihinde, tanınmadığından ve kaydı bulunmadığından iade edildiği ve Mahkemece yeniden usulüne uygun tebligat yapılmadığı halde dosyanın işlemden
-//-
kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Bir an için davacıya ön inceleme duruşma gününün usule uygun şekilde tebliğ edildiği kabul edilse bile, HMK’nun 55. maddesinde, taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava erteleneceği, bununla beraber, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verilebileceği belirtilmiştir. Dava devam ederken taraflardan birisinin ölmesi halinde TMK 28/1 maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin … tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ve ardından, süresi içerisinde yenilenmediğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda ön inceleme duruşmasının tebliğinin yöntemine uygun olduğu söylenemez. Bunun sonucu olarak davacı E.. M.. mirasçılarının eldeki davada hukuki dinlenilme haklarını kullanamadıkları ortadadır.
Hal böyle olunca, usulüne uygun olarak ölen davacının mirasçılarına ön inceleme duruşmasının tebliğinin yapılması, taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Davacı E.. M.. mirasçılarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 28.01.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Tasarruf ilkesinin egemen olduğu bir davada, Mahkeme’nin taraflardan birinin ölümü üzerine mirasçılarını araştırmaya ve onlara kendiliğinden davayla ilgili tebligat yapma yükümlülüğü yoktur. Hakimin yükümlülüğü, 6100 sayılı HMK’nun 55. maddesinde gösterilmiştir. Davacı 07.09.2012 tarihinde ölmüştür. TMK’nun 605/1 maddesi uyarınca üç aylık bekleme ve davayı erteleme süresi 07.12.2012 tarihinde dolmuştur. Mirasçıların 07.12.2012 tarihinden sonra üç aylık davayı yenileme süresi içinde davaya devam etme iradelerini içeren bir dilekçe vermedikleri, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinden sonra verdikleri temyiz dilekçelerinde bu iradeyi açıkladıkları görülmektedir. Bu nedenle, Mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ilişkin hükmü sonucu itibari ile isabetli olup, hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşünüyorum.