Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/15627 E. 2015/6103 K. 17.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15627
KARAR NO : 2015/6103
KARAR TARİHİ : 17.03.2015

Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak, katkı payı alacağı

….. ile ….. aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle alacak, katkı payı alacağı davasının kısmen karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen kabulüne dair ….. Aile Mahkemesinden verilen 14.01.2014 gün ve 44/21 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.03.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ….. bizzat ve karşı taraftan davalı vekili Av. ….. …. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı ….. vekili, boşanma davası ile açtığı davasında, evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına kayıtlanan üç parça taşınmaz üzerinde vekil edeninin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakkı bulunduğunu açıklayarak … Köyü 541 ada 1 parselde 3 nolu mesken bakımından davalıya ait tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, mümkün olmazsa kişisel mal kabul edilerek mal rejiminden kaynaklanan alacak hakkının davalıdan tahsiline, Avcılar 21630 parselin tamamı ile 4509 parselin 1100/14443 payı (21636 parsel) bakımından yasa gereği tasfiyeden doğacak alacak hakkının davalıdan tahsiline karar verilmesini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını ve alacaklar için dava tarihinden geçerli faize hükmedilmesini istemiş, dava değerini 100.000 TL olarak bildirmiştir. Davacı vekili 21.02.2011 tarihli harcını da yatırdığı ıslah dilekçesinde isteğini, katkı payı ve katılma alacağı olarak 893.000 TL’ye yükseltmiş, …. Köyündeki taşınmazın harca esas dava değerinin ise 90.000 TL olduğunu açıklamıştır.
Davalı …… vekili, Davutlar’daki taşınmazın kooperatiften edinildiğini ve davacının kooperatif üyeliğini vekil edenine tüm vecibeleri ile devrettiğini, devir sonrası ödemelerin vekil edeninin yönetim kurulunda görev alması sebebiyle huzur hakkından aidata sayıldığını, diğer mal varlığını ise vekil edeninin çalışarak kazandığını, davacının katkısının sadece kasada durmak şeklinde olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini

savunmuş, ıslah dilekçesine karşı süresinde verdiği 22.01.2011 tarihli dilekçesinde ise istenen alacak bakımından zamanaşımının geçtiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin, davacının Davutlar Köyünde bulunan konut için açtığı davanın esastan, ıslah dilekçesi ile edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinden doğan bakiye alacak isteminin ise zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer iki parça taşınmazlar bakımından davanın kısmen kabulüne, davacının dava dilekçesinde istemiş olduğu 100.000 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin ilk kararı, davacı vekilinin temyiz isteği üzerine Dairece yapılan temyiz incelemesi sonunda 17.01.2012 tarih 2011/7036 Esas 2012/129 Karar sayılı ilamı ile, taraflar arasındaki boşanma davasının kesinleştiği 06.07.2009 tarihi ile 21.02.2011 ıslah tarihine kadar TMK’nun 178.maddesinde yazılı 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden kabule karar verilen 100.000 TL dışında ıslahla artırılan 745.000 TL.lik bölümle ilgili verilen ret kararının yerinde olduğu, Davutlar köyündeki 3 numaralı meskenle ilgili bağıştan hareketle verilen ret kararının yerinde olmadığı ancak kooperatif ödemeleri ile edinilen bu mesken için de 01.01.2002 tarihi sonrası yapılan ödemelerden doğacak katılma alacağının yine zamanaşımına uğradığı, fakat 01.01.2002 tarihinden önce yapılan ödemeler bakımından davacı lehine katkı payı alacağı hesaplanması gerektiği, hüküm kurulurken taleple bağlılık kuralının da gözden kaçırılmaması gerektiği, diğer taraftan dava tarihinde faiz istendiği, bu yüzden hükmedilecek alacaklarla ilgili faize de karar verilmesi gerektiği açıklanmış, bu yönden bozma sevkedilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği de Daire tarafından reddedilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, dava konusu olan taşınmazlardan Kuşadası’nda bulunan kooperatif dışındaki taşınmazlar ile ilgili vermiş olduğu kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olduğundan bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, Yargıtay bozma kararı uyarınca dava tarihinden yasal faizi ile birlikte 48.000,00 TL katkı payının davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı TMK’nun 5. maddesi yoluyla TBK’nun 146 (eski BK.m.125). maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi bulunmaktadır. Dairenin ilk kararlarında 01.01.2002 tarihinden sonra eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağı yönünden TMK’nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanmakta idi. Ne var ki, HGK’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8- 375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı ile edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma ve değer artış payı yönünden de 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu Kararı’nın verildiği 17.04.2013 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi bakımından 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Yine TMK’nun 5. maddesi yoluyla Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi esas alınmaktadır. Ancak, somut olayda Mahkemenin ıslah ile artırılan katılma alacağı miktarı ile ilgili TMK’nun 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden verdiği ret kararı Dairenin temyiz incelemesi sonunda, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemesi ve sonrasında da karar düzeltme isteğinin reddedilmesi sebebiyle kesinleşmiş olup, artık yeniden temyiz incelemesi yapılması mümkün değildir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulduğuna, zamanaşımı ile ilgili temyiz itirazları bu bölümle ilgili hükmün kesinleşmesi sebebiyle yeniden inceleme imkanı bulunmadığına, katkı payı alacağı ile ilgili olarak davalının kabulü doğrultusunda talep dikkate alınarak hüküm kurulduğuna göre davacı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE,
Ancak, az yukarıda açıklandığı üzere ilk kararın temyiz incelemesi sonunda davacının alacak talebi ile ilgili olarak dava dilekçesinde faiz isteği olduğu halde faize hükmedilmemesi de bozma sebebi yapılmıştır. Mahkeme bozma sonrası kararında doğru olarak katkı payı alacağı ile ilgili olarak dava tarihinden geçerli yasal faize hükmetmiş ise de ilk kararda hükmedilen ve Dairece doğru görülen 100.000 TL katılma alacağı bölümü ile ilgili yeniden hüküm kurmadığı için faize de hükmedilmemiştir.
Mahkemece, Daire’nin ilk temyiz incelemesinde doğru bulduğu için bozma konusu yapmadığı 100,000 TL katılma alacağına yerel mahkemenin önceki ilam tarihi olan (aynı zamanda tasfiye tarihi) 17.05.2011 tarihinden geçerli olmak üzere yasal faize hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması ve bu nedenle faizle ilgili de hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün katılma alacağı ile ilgili kesinleşen kısımla ilgili ilk karardaki gibi hüküm kurulmaması ve bu bölüm yönünden faize de hükmedilmemesi yönü ile 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.