YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15252
KARAR NO : 2015/21097
KARAR TARİHİ : 24.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI :
DAVACI : B.. B..
DAVALI : F.. P.. vs.
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; 2942 sayılı Kanun’un Geçici 6.maddesi gereğince vekil edeni aleyhine takip başlatılamayacağını, ilamda yasal faize hükmedilmesine rağmen icra emrinde kamu alacakları için uygulanan en yüksek faiz oranının talep edildiğini, ilamdaki faiz başlangıç tarihlerine dikkat edilmediğini, 2942 sayılı Kanun’un Geçici 6/7. maddesi gereğince icra vekalet ücretinin maktu hesaplanması gerekirken icra emrinde nispi hesaplandığını açıklayarak icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise 17/10/2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanun’la değişik Anayasa’nın 46/son maddesi hükmü uyarınca kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği ve bu kapsamda hazırlanan bilirkişi raporuna göre hesaplamanın yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Takip dayanağı ilam kamulaştırmasız elatma ilamı olup, icra emrinde alacağa takip tarihinden itibaren, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz talep edilmiştir.
Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanun’la değişik Anayasa’nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. Bu husus yani ilamın kesinleşmesinden itibaren Anayasa 46/son faizi istenebileceği Mahkemenin de kabulünde olmasına rağmen, icra emri ile takip tarihinden itibaren, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin talep edilmesi yönünden, ilamın henüz kesinleşmediği de dikkate alınarak, icra emrinin “ilamın kesinleşmesinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı” şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken bu yöndeki şikayetin reddi doğru değildir.
-//-
Ayrıca, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Hükmün Kapsamı başlıklı 297/2.maddesi “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”hükmünü içermektedir.
Mahkemece, borçlunun icra vekalet ücretinin maktu hesaplanması gerektiği yönündeki şikayeti hakkında bir karar verilmediği görülmektedir. Borçlunun anılan bu şikayeti de de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 24.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.