Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/1424 E. 2015/14432 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1424
KARAR NO : 2015/14432
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı alacaklı vekili, daha önce aynı dosyadan 22.02.2012 tarihinde haczedilerek yediemin olarak mahalde bırakılmış olan 370.000,00 TL bedelli mebran ve keçe malzemesinin tamamen kullanılmış olduğunu, 22.10.2012 tarihinde yapılan hacizde; daha önce aynı dosyadan haciz konulan mahcuzların, bulundukları yerden çıkarılarak başka bir mahalde muhafaza altına alınmak istendiğini, bu arada davalı vekilinin haciz mahalline gelerek mahcuzların artık kamuya intikal ettiğinden bahisle istihkak iddiasında bulunduğunu, davalının istihkak iddiasının gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Katı Atık Düzenleme Tesisinin yapım işinin 4734 sayılı Kanun çerçevesinde ihale edilmiş olduğunu, tesisin Nevşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde olan taşınmaz üzerinde yapılmakta olduğunu, tesisin yapım işlerine karşılık olarak 21.12.2010 tarihinde ödeme yapıldığını, icra dosyasının tarafları ve takip konusu borç ile müvekkili kurumun hiçbir ilgisi veya bağlantısı olmadığını, muhafaza işleminin yapılmak istendiği alanın, Nevşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde olup müvekkili kuruma tahsisli bir taşınmaz olduğunu, sökülmek istenen malzemenin büyük bölümünün 2010 yılında yapımının tamamlandığını, bedelin de ödenmiş olduğunu ve bu doğrultuda menkullerin mülkiyetinin müvekkil kuruma ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; haczedilmiş olan mallar ile inşaatta kullanılmış olan malların, aynı mallar olduğunun, eşyanın doğası gereği ispatının mümkün olmadığı, davacı vekilinin iddia ettiği gibi yedieminin görevini kötüye kullanması sonucunda istihkak iddiasına konu malların söz konusu yapım alanına taşınması olayının da ispatına yönelik delil gösterilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklı tarafından İİK’nun 99. maddesi uyarınca istihkak iddiasının reddi talebiyle açılmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
Öncelikle, mahcuzların bedeli belirlenerek tahsili sözkonusu olduğundan, mahcuzların inşaatta kullanılmış olması istihkak davasının görülmesine engel bir hal değildir. Dava dosyası ekinde bulunan asıl takip dosyasının incelenmesinde; borçlu …’ne gönderilen ödeme emri tebligatındaki adres ile dava dosyasında, ihbar olunan yüklenici …’a gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ edildiği adresin aynı adres olduğu ve bu tebligatların usulüne uygun şekilde yapıldığı tespit edilmiştir. Öte yandan; 22.02.2012 tarhli haciz tutanağının giriş kısmında “… firmaya ait tabela görüldü” biçiminde tespit bulunmakta olup, bu firmanın haciz tutanağı başlığında borçlu hanesinde yazılı … olduğu anlaşılmaktadır. Zira bu tutanak tutulurken 3. kişinin istihkak iddiası vaki olmayıp, ortada takip borçlusu ve takip alacaklısı firmalar bulunmaktadır. Bu iki veriden hareketle; borçlu ile ihbar olunan-yüklenici arasındaki bağlantının ve ilk haciz sırasında borçlu firmaya ait tabelanın neden haciz mahallinde bulunduğunun araştırılması gerekir. Bu doğrultuda, ihbar olunan …’ın gerçek kişi tacir olduğu hususu da dikkate alınarak, borçlu … ile ihbar olunan …’ın ticaret sicil kayıtları ve vergi kayıtlarının ilgili ticaret sicil memurluklarından ve vergi dairelerinden getirtilerek bu kişiler arasındaki olası ortaklık, iş ilişkisi veya başkaca organik bağın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Davalı 3. kişi ile ihbar olunan yüklenici … arasında yapılan sözleşmelerin, ticari defterlerinin, hak ediş raporlarının, ödemelere ait belgelerin taraflardan temini ve dosyanın alanında uzman bir muhasip bilirkişiye tevdii ile, depolama alanında bulunup 22.02.2012 tarihinde haczedilen mahcuzların kime ait olduğu hususunda inceleme yaptırılması gerekmektedir.
Bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 4.400,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.