YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14142
KARAR NO : 2014/14087
KARAR TARİHİ : 03.07.2014
MAHKEMESİ : Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2010
NUMARASI : 2010/98-2010/102
Hazine tarafından açılan terekenin tasfiyesi davasının reddine dair Adana 2. Sulh Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 15.10.2010 gün ve 98/102 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı Hazine vekili, mirasbırakan J.. K..’in 15.11.2007 tarihinde vefat ettiğini, murisin 02.07.2010 tarihi itibariyle 729.167,48 TL vergi borcu bulunduğunu, 1. derece tek yasal mirasçısının mirası reddettiğini, bunun üzerine 2.derece mirasçılara tebligat yapıldığını ancak tebliğe cevap vermeyerek mirası reddetmiş sayıldıklarını, mirasçılardan sadece M… Keskin’in mirası kabul ettiğini, terekenin resmi tasfiyesi için yasal şartların oluştuğunu ileri sürerek J.. K..’in mirasının resmi olarak tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, mirası kabul eden mirasbırakanın annesi M..K…’in en yakın mirasçı olarak değerlendirilmesi gerektiği, en yakın mirasçılar arasında kabul edildiği taktirde TMK’nun 612. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyenin mümkün olmadığı, TMK’nun 633. maddesine göre davanın 3 aylık yasal süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mirasbırakan J.. K..’in 1. zümreden tek yasal mirasçısı olan oğlu N.. Ş..’ün Adana Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.04.2008 tarih 2008/200 Esas 2008/518 Karar sayılı kararıyla murisin mirasını TMK’nun 605/1 maddesi uyarınca reddettiği anlaşılmaktadır. TMK’nun 612. maddesine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesi’nce iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. En yakın yasal mirasçılardan maksat ilk planda doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır. Somut olayda, mirasbırakan J.. K..’in 1. zümre mirasçıları arasında alt soyunun bulunduğu ve boşandığı eşinin kendisine mirasçı olmadığı gözönüne alındığında, Mahkemece 2. zümre mirasçıları arasında yer alan anne ve kardeşlerin en yakın mirasçı olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Buna göre, reddedilen mirasın en yakın yasal mirasçı olmayanlara teklif edilmesi de söz konusu olmaz. Mirasbırakanın en yakın tek yasal mirasçısı tarafından mirasın reddedildiği tüm dosya
kapsamı ile sabit olduğuna göre; muris J.. K..’in terekesinin TMK’nun 612/1. maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi, tasfiye sonunda arta kalan değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilmesi (TMK.m.612/2) gerekir. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin ne şekilde yapılcağı İcra ve İflas Kanunun 180 m. vd. gösterilmiştir. O halde, Mahkemece davanın kabulü ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinin gerçekleştirilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın yasal süresi geçtiğinden bahisle reddine dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine , 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.