Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/13791 E. 2015/21129 K. 25.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13791
KARAR NO : 2015/21129
KARAR TARİHİ : 25.11.2015

M.. Y.. ile M.. Y.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Ankara Batı 2. Aile Mahkemesi’nden verilen 20.03.2014 gün ve 417/203 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davacıya ait taşınmazın ½ hissesinin evlilik birliği öncesi tapuda davalıya devredildiğini, tarafların boşandıklarını, söz konusu hissenin davalı adına olan kaydın iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmaz hissesinin evlilik öncesi mehir olarak davalı tarafa tapuda devredildiğini ve bunun bir çeşit armağan olduğunu, geri istenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Eşler, 23.09.2011 tarihinde evlenmiş, 05.10.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 26.06.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa’nın 10, TMK. 202/1.m). Tasfiyeye konu 8 nolu meskenin ½ hissesi 15.09.2011 tarihinde tapuda satış yolu ile davalı eş adına tescil edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, irade fesadına dayalı tapu iptal ve tescil davası olup, taşınmaz hissesi evlilik birliği kurulmadan önce devir edilmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözüm yerinin genel hükümler gereği (HMK’nın 2/1. maddesine göre) Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gözönüne alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde tutulur. Mahkemece; görev dava şartı olduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.