Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/13609 E. 2015/22118 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13609
KARAR NO : 2015/22118
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13.02.2014 gün ve 7/123 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili; evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu arsa ve üzerine inşa edilen binaya ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Taraflar, 10.02.1992 tarihinde evlenmiş, 05.04.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 13.07.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa’nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 113 ada 76 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 06.02.2001 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
Tasfiyeye konu taşınmazın, evlilik birliği içerisinde devam eden inşaat süreci sonunda tamamlanarak edinilmesi halinde, inşaat aşamalarından ve isabet ettiği dönemlerden hareketle mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. İnşaata, 743 sayılı TKM’nin yürürlükte olduğu mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde başlanıp-bitirilmesi durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı TMK’nun yürürlükte olduğu edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 sonraki dönemde başlanıp-bitirilmesinde ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir.

Binanın bir kısmının mal ayrılığı rejiminin, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde inşa edilmesi durumunda; öncelikle, mal ayrılığı rejiminin sona erdiği 01.01.2002 tarihi itibarıyla gelinen inşaat seviyesi oran olarak belirlendikten sonra, bu dönemdeki inşaat yapımına 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen “katkı payı alacağı” hesaplama yöntemi gözönünde bulundurularak her bir eşin gerçekleştirdiği katkı oranları ayrı ayrı tespit edilmelidir. Eşlerin mal ayrılığı rejimi dönemi için tespit edilen bu katkı oranları, 01.01.2002 tarihinde başlayacak olan edinilmiş mallara katılma rejimi dönemine, o eşin kişisel malı olarak geçirilerek, 4721 sayılı TMK’na göre belirlenecek olan değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak miktarlarının tespitinde gözetilecektir.
Buna göre, iddia ve savunma doğrultusunda eşlerin tasfiyeye konu taşınmazın edinilmesinde ve inşaatında kullandıkları gelirlerine, mal ayrılığı rejiminin sona erdiği 01.01.2002 tarihi itibarıyla inşaatın geldiği seviyeye ilişkin belgeler eksiksiz olarak getirtilmeli, deliller toplanmalıdır.
1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı kadının, dava konusu 76 parsel sayılı arsanın alımındaki katkı iddiası ispatlanamamıştır; ancak dava konusu arsa üzerine inşa edilen binanın yapı ruhsatı 27.08.2001 tarihinde, yapı kullanma izin belgesi ise 12.12.2003 tarihinde alınmıştır. Davalı da cevap dilekçesinde taşınmaz üzerindeki binanın inaşaatına 2001 yılında başlandığını 12.12.2003 tarihinde tamamlandığını bildirmiştir. O halde yukarıda belirtilen ilkeler gözetilerek alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle, binanın ne kadarının mal ayrılığı rejiminin sona erdiği 01.01.2002 tarihinden önce, ne kadarının ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra tamamlandığı belirlenip, 01.01.2002 tarihinden sonra tamamlanan kısmının binanın tamamındaki gerçekleşme oranının tespit edilip, bu kısmının aksi yönde bir delil bulunmadığına göre edinilmiş mal kabul edilmesi ve davacının artık değer üzerindeki katılma alacağının binanın tamamının tasfiye tarihindeki sürüm değeri ve bu oran esas alınarak hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle temyiz itirazları yerinde bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentteki nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.