YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1282
KARAR NO : 2015/1655
KARAR TARİHİ : 27.01.2015
Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Hazine ile … ve … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair . Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 21.12.2006 gün ve 405/106 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, tapuda davalılar adına kayıtlı 7005 parsel (eski 980) sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını açıklayarak, tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davaya bir savunma getirmemiştir.
Mahkemece, dava konusu 7005 parsel (eski 980) sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece hükme esas alınan 14.12.2006 havale tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Raporda keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan 13.06.1984 tarihli kıyı kenar çizgisinin çakıştığı, buna göre dava konusu taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı, Mahkeme’nin 1986/233 Esas sayılı dosyasında bulunan 14.12.1998 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kıyı kenar çizgisinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu bir jeoloji mühendisi ile bir harita-kadastro mühendisinin katılımıyla düzenlenmiştir. Ayrıca raporda belirtilen hususların hangi bilimsel verilere dayandığı, kıyı kenar çizgisinin nasıl tespit edildiği denetime elverişli bir şekilde izah edilmemiştir.
Bundan ayrı, Mahkeme’nin 1986/233 Esas sayılı dosyasında bulunan 14.12.1998 tarihli bilirkişi raporuyla hükme esas bilirkişi raporu birbiriyle çelişmekte olup mahkemece bu çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş; bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, 3 Jeolog ya da Jeomorfoloğ, 1 Harita Mühendisi ve 1 Ziraat Mühendisi’nden oluşacak Bilirkişi Kurulu’yla yeniden dava konusu taşınmazda keşif yapılması, taşınmazın farklı noktalarında gözlem çukurları açılarak bu çukurlardan alınan verilerin incelenmesi, açılan gözlem çukurlarının harita üzerinde işaretlenerek gösterilmesi ve topoğrafik memleket
haritalarından da yararlanılarak kıyı kenar çizgisinin tespit edilmesi, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile Bakanlık tarafından onaylanan kıyı kenar çizgisinin ve 1986/233 Esas sayılı dosyada bulunan 14.12.1998 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen kıyı kenar çizgisinin Fen Bilirkişi tarafından kroki üzerinde gösterilmesi ve anılan eksiklikler giderildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.