Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/12620 E. 2015/21007 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12620
KARAR NO : 2015/21007
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

H.. B.. ile G.. B.. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Didim (Yenihisar) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi’nden verilen 11.02.2014 gün ve … sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlar, araç ve banka hesabında bulunan birkimler nedeniyle 55.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazları ve aracı kendi kazancı ile aldığını, borcunun devam ettiği, davacının talep etme hakkı bulunmadığı ve TMK’nun 236/2 maddesi gereğinde davacının katılma alamayacağı gerekçesiyle açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, boşanma davasının davacının ağır kusuru nedeniyle sonuçlandığı gerekçesiyle, TMK’nun 236/2. maddesi uyarınca davanının reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
TMK’nun m. 236/2 “Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince; eşler, 02.11.2002 tarihinde evlenmiş, 13.09.2011 tarihinde açılan boşanma davasında TMK’nun 166/1-2 maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” ve TMK’nun 163.maddesinde düzenlenen “haysiyetsiz hayat sürme” sebeplerinin gerçekleştiğinden bahisle verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
TMK’nun 236/2. maddesindeki düzenlenen eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına iişkin hüküm edinilmiş mallara katılma rejimine özgü artık değere katılma alacağına ilişkin olduğu gibi; bu maddenin uygulanabilmesi için evliliği sona erdiren boşanma kararının “zina (TMK m. 161)” veya “hayata kast (TMK 162)” sebebine dayalı olarak verilmiş olması gerekir. Kesinleşen taraflara ilişkin boşanma kararının ne “zina” ne de “hayata kast” sebebine dayalı olmadığı, TMK’nun 166/1-2 ve 163. maddelelerine göre karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemenin davayı ret gerekçesi yerinde değildir. Mahkemece, davanın esasına girilerek taraflarca gösterilen deliller toplanıp gerçekleşecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.