Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/11831 E. 2015/14211 K. 30.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11831
KARAR NO : 2015/14211
KARAR TARİHİ : 30.06.2015

MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; haczedilen taşınmazın borçlunun haline uygun bir ev niteliğinde olduğunu açıklayarak, İİK’nun 82/12. maddesine göre haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme’ce, en son alınan bilirkişi raporu doğrultusunda borçlunun meskeniyet şikayetinin kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK’nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi’nce, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır.
Somut olayda, Mahkeme’ce hükme dayanak alınan 19.02.2014 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, borçlunun haline münasip bir evi asgari alabileceği değer belirlenirken borçlunun meskeninin bulunduğu yerin yakın çevresindeki emsaller dikkate alınmış ve ayrıca borçlunun birlikte yaşadığı kişi sayısının üç olması nedeniyle 3+1 evde oturması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Rapor bu haliyle az yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olup hükme esas alınamaz. Bu durumda Mahkemece, takip hukukunun

gayesinin alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu gözardı edilmeksizin farklı bilirkişiler aracılığı ile daha mütevazi bir semtte ve borçlunun asgari ihtiyacını karşılayacak şekilde bir evin değeri belirlenerek sonuca gidilmesi gerekirken, usulüne uygun olmayan yukarıda yazılı rapora itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.