YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11724
KARAR NO : 2015/4270
KARAR TARİHİ : 16.02.2015
MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı, katılma alacağı
… ile … aralarındaki katkı payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair . Aile Mahkemesi’nden verilen 12.02.2013 gün ve 4/122 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, evlilik içinde vekil eden ve davalı tarafın katkıları ile alınan 3 adet taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile 220.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 15.05.2012 havale tarihli dilekçesiyle de istek miktarını arttırarak 315.000,00 TL talepte bulunmuştur.
Davalı vekili aracılığıyla cevaben kendi adına kayıtlı dava konusu 3 adet taşınmazı …’da çalışması karşılığı edindiği birikimleri ile satın aldığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 67 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden “Davacının, söz konusu taşınmazın alındığı sırada çalışmadığı ve her hangi bir gelirinin bulunmadığı, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının, davalıya ait bu taşınmazın alımı sırasında Türk Medeni Yasası’nın 227. maddesi anlamında bir katkısının bulunmadığının kabulü zorunludur.” gerekçesiyle davanın reddine; 1085 ada 36 parsel sayılı ve 137 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise “her iki taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinildiği, karar tarihine en yakın değerlerinin toplamı olan 423.000,00 TL’nın tamamının artık değer olarak kabulü ile bu değerin yarısı olan 211.500,00 TL’nın davacının artık değer alacağı olarak kabulü zorunludur. Buna karşılık davacının artık değer alacağı olarak dava dilekçesinde 200.000,00 TL istemde bulunduğu, ıslah talebinin zamanaşımı nedeni ile kabul görmediği anlaşıldığından davacı lehine 200.000,00 TL. artık değer alacağına hükmedilmiştir” şeklinde karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 24.07.1981 tarihinde evlenmişler, 12.07.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 17.05.2011 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK’nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
-//-
Dava konusu 67 ada 15 parsel numaralı arsa 12.11.1997 tarihinde, 1085 ada 36 parsel üzerindeki 3 katlı apartman 25.11.2004 tarihinde, son olarak 137 ada 5 parsel üzerindeki dükkan niteliğindeki taşınmaz ise 17.08.2006 tarihinde davalı… adına satış yoluyla tescil edilmiştir. Dava, taşınmazların edinme tarihleri itibariyle mal rejiminin tasfiyesine dayalı katkı payı alacağı ve katılma alacağına ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 67 ada 15 parsel numaralı taşınmazla ilgili katkı payı alacağının reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; eşler arasında taşınmaz 743 sayılı TKM 170 maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 12.11.1997 tarihinde satın alınmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edenin…’de evlerde temizlik işlerinde çalıştığını ileri sürmüş; yargılamanın ilerleyen aşamalarında davacı….’ın Haziran 1996 ile Aralık 1997 tarihleri arasında çalışmış olduğunu belirten … noteri yazısını eklemiş ise de davalı tarafından bu hususa itiraz edilmiştir. Söz konusu belgelerin aslı ya da usule uygun şekilde tercüme edilmiş evraklar dosyaya sunularak, dava konusu 67 ada 15 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki bedelinin belirlenmesi, tarafların gelirleri 743 sayılı TKM 152. madde gereğince kişisel giderler göz önünde bulundurularak davacının katkı payı alacağının bilirkişi marifetiyle tespiti gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı vekili tarafından 1085 ada 36 parsel üzerindeki 3 katlı apartman ve 137 ada 5 parsel üzerindeki dükkan ile ilgili katılma alacağının kısmen kabulü ile ıslahla arttırılan miktar yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; HGK’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı ile katılma alacağı davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu kabul edilmiş bu görüş Dairemizce de benimsenmiştir. TMK’nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK’nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekecektir (mülga BK.m.125).
Tüm bu açıklamalar ışığında 1085 ada 36 parsel üzerindeki 3 katlı apartman ve 137 ada 5 parsel üzerindeki dükkan ile ilgili katılma alacağının usulüne uygun olarak zamanaşımı süresi içerisinde ıslah edilen dava ile ilgili olarak yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak davanın kabulüne 67 ada 15 parsel yönünden ise az yukarıda belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya ve yerleşmiş içtihatlara aykırı olan Yerel Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.