Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/1050 E. 2015/8488 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1050
KARAR NO : 2015/8488
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak

… ile ….. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 13.06.2013 gün ve 812/601 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 436,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.803,06 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.04.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Dava boşanmadan sonra eski eşler arasında açılmış katkı payı alacağı davasıdır. Davacı eski eş (koca) davalı ise boşandığı karısı (kadın eş)’dır.
Dava konusu 1990 yılında satın alma suretiyle edinilmiş; davalı adına …. İlçesi tapusuna kayıtlı bir adet mesken niteliğindeki taşınmaza yapılan parasal katkının alacak olarak tahsiline ilişkindir.
Mahkemece taşınmazın satın alınmasını davacının %50 oranında katkı yaptığı dava tarihinde bu katkının parasal karşılığının 32.787,50 TL olduğunun hesaplandığı gerekçesiyle bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı kendisinin Veteriner, hekim/memur, davalının ise ev hanımı olduğunu, taşınmazın kendi birikimiyle alındığını, davalının ise hiç katkısının olmadığını iddia etmiş; davalı ise eşiyle bir kez boşandıktan sonra tekrar evlendiklerini, eşinin gelirini tamamen kendi zevk ve ihtiyaçları için harcadığını, taşınmazı altın ziynet eşyalarını satıp, bankada faize yatırmak suretiyle değerlendirip, bu birikimi kullanmasıyla aldığını davacının katkısının bulunmadığını savunmuştur.
Taraflar kanıtlama işlemi için tanıklığa dayanmış ve tanıklar dinlenmiştir. Tarafların 1980 yılında evlendikleri, 1983 ve 1986 doğumlu iki çocukları bulunduğu, 1991 yılında boşanıp 1992 yılında yeniden evlenmiş oldukları görülmektedir. Taşınmaz 1990 yılında edinilmiştir. Tanıkların anlatımından davacının veteriner hekim/memur olarak ve kısmi zamanlı özel veterinerlik çalışması ile düzenli gelire sahip olduğu; davalının ise edinme tarihi ve öncesinde ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının dinlenen tanıkları, davacının düzenli gelir sağlama durumunu bildirmekle birlikte; taşınmazın davacı tarafından satın alınıp davalı üzerine tapu kaydının oluşturulduğu konusunda bir açıklamada bulunmamışlardır. Davalının tanıkları ise, taşınmazın davalının altın ziynet eşyalarının satışından elde edilen paranın bankadan faizle nemalandırılması sonucu oluşan birikimle satın alındığını bildirmişlerdir.
Bir kişinin geliri nedeniyle birikim yapma potansiyelinin bulunması; onun tasarruf yaptığı sonucunu doğurmuz. Taşınmazın davacının birikiminin kullanılmasıyla satın alınması hususu, davacının gösterdiği delillerle kanıtlanamamıştır. Aksine taşınmazın davalının ziynetlerinin parası kullanılmak suretiyle alındığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle hükmün davanın reddine karar verilmek üzere bozulması gerektiğini düşünüyor, Değerli çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.