Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/1044 E. 2015/8484 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1044
KARAR NO : 2015/8484
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil, alacak

….. ile …. aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının reddine dair Aile Mahkemesi’nden verilen 29.05.2013 gün ve 284/356 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı … vekili, tarafların Belçika’da çalıştıklarını, biriktirdikleri sayesinde üzerinde 3 katlı ev bulunan 2031 parsel sayılı taşınmazın 600/1559 nispetindeki payını satın aldıklarını, tarafların bu yeri müştereken satın aldıkları halde davalı eşin davacının iyiniyetini suistimal ederek taşınmazı hile ile sadece kendi adına tescil ettirdiğini açıklayarak davalı eş adına kayıtlı bulunan taşınmazın 600/1559 hissesinin yarısının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 7.000,00 TL alacak olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 25.07.1978 tarihinde evlenmişler, yabancı mahkemede 2001 yılında açılan dava neticesinde 18.01.2002 tarihinde verilen boşanma kararıyla boşanmışlardır. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 01.04.2008 tarihinde açıldığı ve 28.09.2012 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun’un 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK’nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Toplanan delil ve tüm dosya kapsamına göre; tarla vasfıyla tapuda kayıtlı dava konusu 2031 parsel sayılı taşınmazın 600/1559 hissesi 27.07.1989 tarihinde 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tapuya tescil edilmiştir. Taraflar 1978 yılında evlenmişler, daha sonra Türkiye’de tanınmasına karar verilen yabancı mahkemede 2001 yılında açılıp 2002 yılında verilen boşanma kararı ile boşanmışlardır. Davacı evlilik birliği içinde edinilen bir parça taşınmazın alımındaki katkısı nedeniyle yarı payı oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, daha sonra davasını 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 7.000,00 TL alacak isteği olarak tamamen ıslah etmiştir. Artık davanın tapu iptali ve tescil davası olarak değil katkı payı sebebiyle alacak davası olarak incelenmesi gerekirken mahkemece ıslah edilmeden önceki tapu iptali ve tescil davası yönünden inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, taşınmazın evlilik birliği içerisinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu eski Medeni Kanun döneminde 01.01.2002 tarihinden önce edinilmiş olduğu göz önüne alınarak davacının bu taşınmazın edinilmesine aktif katkısının bulunup bulunmadığının, aktif katkısı varsa edinme tarihindeki katkı oranının tespit edilerek taşınmazın dava tarihindeki değerine bu oranın uygulanması suretiyle alacağa hükmetmek olup tarafların delillerinin bu çerçevede toplanıp sonucuna göre hüküm tesis etmekten ibarettir. Açıklanan yönde işlem yapmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.