Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2014/10060 E. 2014/13730 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10060
KARAR NO : 2014/13730
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı

… ile … ve müdahil davalılar …. Teks. San. ve Tic. A.Ş. ve Monteks Ltd. Şti. aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ….. Aile Mahkemesi’nden verilen 27.11.2012 gün ve 539/1124 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili tarafların evlilik birliği içerisinde vekil edeninin de katkısı ile edindikleri malların (araçların, bankadaki mevduatların, taşınmazların ve kiralık kasada bulunan ziynet eşyalarının) tasfiye edilerek ½ oranındaki karşılığı olan alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL’nin dava tarihinden faizi ile birlikte davalılardan eşi …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davaya müdahil olarak giren şirketlere borcunun bulunmadığını, aleyhinde açılmış olan davalarda suç tarihlerinin 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin bulunduğunu oysa malların bu tarihler arasında edinilmediğini açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı … yanında feri müdahil olarak davaya katılan … ….l Tekstil Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. ile…. Ltd. Şti. vekilleri, açılan işbu davanın vekili bulundukları şirketlerin davalı …’den olan alacağının kaçırılması amacıyla açılmış bulunduğunu, davalının şirketlerinde muhasebe müdürü olarak çalıştığı dönemlerde muhasebe kayıtlarında hileler yapmak suretiyle şirketlere ait paraları hesabına geçirdiği, eldeki davaya konu malların da bu paralar ile edinildiğini, davalının işlediği şuç sebebiyle de …. Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün kesinleştiği ve mallarına el koyma kararı verildiğini, davacının böyle bir davayı açma hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, 726 ada 63 parsele ilişkin talebin atiye bırakılmış olması sebebiyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ziynet eşyaları ile ilgili talebin feragat nedeniyle reddine, diğer talepler yönünden ise, mal ayrılığı rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinilen malların davalının kişisel malı olup davacının katkısının bulunmadığı, edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen mallar yönünden ise, mal rejiminin tasfiyesi ile davacının artık değere katılma alacağının hesaplanabilmesi için dava konusu malların alımına giden borçların düşülmesinin gerektiği, buna göre davalı …’in mallar yönünden borcunun, malların sürüm değerinden daha fazla olduğunun anlaşıldığı sebebiyle artık değere katılma alacağının sözkonusu olamayacağından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 08.10.1994 tarihinde evlenmiş, 13.07.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 13.07.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK’nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM’nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK’nun 202, 4722 sayılı Yasa’nın 10.m.).
Dava konusu …. ada …. parselde, …. ada …. parselde,….ada….parselde, (davacı vekili imzalı beyanı ile….ada ….parselde kayıtlı taşınmaz yönünden dava atiye terk edilmiş davalılar itiraz etmemişlerdir.) kayıtlı sırasıyla 1, 16, 19, 2 ve 1 nolu bağımsız bölümler 2004 ila 2006 yılları arasında satış suretiyle edinilerek davalı eş … adına tescil edilmiştir. …. ada….parselde kayıtlı bağımsız bölüm ise 02.10.1995 tarihinde satış suretiyle edinilerek davalı eş adına kayıtlanmıştır. 16 BSU 55 plakalı araç 18.01.2006 tarihinde, 16 BDP 43 plakalı araç ise 12.12.2003 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil olmuştur. HSCB ve Akbank’da muhtelif miktarda döviz ve TL cinsinden oldukça fazla hareket gören davalı … adına hesapların bulunduğu gelen cevabi müzekerelerden anlaşılmıştır. Ziynet eşyaları yönünden davacı vekili davadan feragat etmiştir.
Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında davacının isteği 01.01.2002 sonrasında edinilen mallar bakımından katılma alacağı, 01.01.2002 öncesinde edinilen mallar yönünden katkı payı alacağına ilişkindir. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK’nun 231, 236/1.m.). TMK’nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. TMK’nun 227.maddesi hükümleri uyarınca; da eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekir. Dava konusu 152 ada 9 parselde kayıtlı bağımsız bölüm 2.10.1995 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş davacı ise taşınmazın edinilmesine katkısı bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın tasfiye edilerek katkı payını istemiştir. Dosya kapsamında yer alan mevcut belge ve bilgilere göre, davacı eşin ev hanımı olduğu evlilik süresi boyunca çalışmadığı, herhangi bir şekilde gelir elde etmediği bu haliyle, dava konusu taşınmazın edinilmesine somut katkısının bulunmadığı anlaşıldığından bu taşınmaz yönünden mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı …, 1995 ila 2006 yılları arasında …. ve ….Ltd. Şti.’lerinde muhasebe müdürü ile mali işler müdürü olarak çalışmış, anılan şirketlere ait hesaplarından yüklü miktarlarda paraları usulsüz biçimde kendi hesabına aktardığı yapılan denetimlerde belirlendiğinden, şikayet üzerine hakkında …. Ağır Ceza Mahkemesi’nde nitelikli dolandırıcılıktan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda davalı …’in internet bankacılığı yoluyla …. şirketine ait hesaplardan 2.899.939,83 TL yi,…. şirketine ait hesaplardan 45.500 USD ve 365.500 EURO’yu haksız olarak kendi hesabına geçirdiği ve adına bir çok mal edindiği anlaşıldığından cezalandırılmasına karar verilmiş, anılan karar Yargıtay denetiminden geçerek onanmış 18.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Şu durumda davalı …’in 01.01.2002 sonrasında edindiği dava konusu malların kendisine ait olmayan diğer bir deyişle çalıştığı şirkete ait olan ve iade etmek zorunda olduğu paralar ile edindiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, anılan şirketler tarafından …. Ticaret Mahkemeleri’nde davalı … ve dava dışı 3. kişiler aleyhine açılan alacak davaları da kabulle sonuçlanmış, 2.895.936,83 TL’nin davalı …’den ticari faizi ile tahsiline ilişkin hüküm bölümü Yargıtay 11. Hukuk Dairesi denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Şu halde davalı … adına kayıtlı malvarlığının toplam sürüm değeri, malvarlığının alımında kullanılan ve ödenmesi gereken borç toplamından daha azdır. Şu halde, mal rejiminin tasfiyesi ve davacının artık değere katılma alacağının hesaplanabilmesi için, dava konusu malların alımına giden borçların (TMK.231md), düşülmesi gerektiğinden, dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgelere göre hesaplanan davalıya ait malvarlığının toplam sürüm değeri olarak bulunan 2.650.037 TL’nin, borç olarak mahsubu gereken …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Yargıtay tarafından onanan kararında tespit edilen ve müdahiller tarafından Bursa Ticaret Mahkemeleri’nde açılan davalarda talep edilen ve bunlardan 4. Ticaret Mahkemesi tarafından kabule ilişkin hükmün davalı aleyhine kesinleşen miktarları toplamı masrafsız olarak 2.895.936,63 TL den daha az olması sebebiyle davacının artık değere katılma alacağının bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş bulunmasından usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL’nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.