Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/9965 E. 2013/13151 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9965
KARAR NO : 2013/13151
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :…….. Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve ……..sı yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için ……..i tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, … 7. …….. Müdürlüğü’nün 2011/20172 sayılı Takip dosyasında …….. kaydına 26.10.2011’de haciz konulan …….. …….. sayılı aracın, ……..de mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satış sözleşmesi ile 27.07.2010’da borçluya satıldığını, 02.08.2010’da …….. özel siciline tescil edildiğini, satış bedelinin 55.000,00 TL’lİk kısmının ödenmediğini, mülkiyetin henüz borçluya geçmediğini, alacaklının haczi kötü niyetli olarak yaptırdığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere göre: 26.10.2011’de …….. kaydına haciz konulan …….. …….. sayılı aracın ……..de düzenlenen 27.07.2010 tarihli sözleşme ile üçüncü kişi tarafından borçluya mülkiyeti muhafaza kaydı ile satıldığı, davacının borçludan 55.000,00 TL alacağı olduğu gerekçesi ile sözleşmeyi feshetmek yerine borçlu hakkında 02.11.2011’de ilamsız …….. takibi başlattığı, bu koşullarda malı aynen talep etme hakkından vazgeçmiş sayılacağı için aracın tamamına yönelik istihkak davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Davacı taraf, …….. kaydına haciz konulan …….. …….. sayılı aracı, borcun doğum tarihinden önce mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satış sözleşmesi uyarınca aldığını, ancak borcun bir kısmının ödenmemesi nedeni mülkiyetin borçluya geçmediğini, bu nedenle borçlu hakkında …….. takibi başlattıklarını iddia etmektedir.
Mülkiyeti muhafaza sözleşmesi genel olarak, alıcıya teslim edilmiş olmasına rağmen, satılan şeyin mülkiyetini, belli bir şartın gerçekleşmesine kadar alıcıda saklı tutan bir sözleşme türü olup, taşınırlarda mülkiyetin intikalinin teslimle gerçekleşeceği kuralının bir istisnasıdır.
Mülkiyeti muhafaza kaydı ile alınan aracın …….. kaydına, alıcının alacaklısı tarafından haciz konulması halinde satıcının istihkak iddiasında bulunma hakkı vardır. Alıcının alacaklısının satılan üzerine haciz koydurmaları nedeniyle satıcının istihkak iddiasında bulunması halinde, borçlu-alıcı mütemerrit değilse akit feshedilmiş olmayacaktır. Bir başka deyişle, satıcının istihkak iddiasında bulunabilmesi için taksitlerin ödenmesinde temerrüde düşülmesi ve bu durumda satıcının da fesih hakkını kullanması şartları birlikte bulunmalıdır.(TMK md. 764–818 sayılı BK md.22- 6098 sayılı TBK md. 29 )
Somut olayda davacı (üçüncü kişi), alacağının tamamını almadığını, bu nedenle …….. takibi başlattığını borçlunun temerrüde düştüğünü iddia etmektedir.
Mahkemece bahsi geçen takip dosyası getirtilip incelenmeden hüküm kurulmuştur.
Davacı üçüncü kişinin takip borçlusu hakkında başlattığı …….. takip dosyasının da getirtilerek taraflarca sunulan tüm delillerin toplanmasından sonra borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borçlunun ödemediği kısmın ne kadar olduğu, üçüncü kişinin sözleşmeyi fesih hakkını kullanıp kullanmadığı hususlarının öncelikle belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.