Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/9357 E. 2013/8554 K. 06.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9357
KARAR NO : 2013/8554
KARAR TARİHİ : 06.06.2013

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı

… ile … aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair … . Aile Mahkemesi’nden verilen 17.01.2012 gün ve 1228/60 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde evli iken boşanan taraflardan davacı kadının evlilik birliği içinde edinilen ve üzerine 3 katlı bina yapılan 712 ada 8 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine ve üzerindeki yapının yapımına yurt dışında çalışarak ve … Hükümeti’nin verdiği çocuk parası yardımları ile katkıda bulunduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle taşınmazın tapusunun iptaliyle 1/2 payın davacı adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde 30.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalının 1973 yılında evlendiğini, davalının … Yasaları gereğince 8 yıl süre ile çalışmadığını, bu süre boyunca yalnızca çocuklar ile ilgilendiğini, davalının 1967 yılında evlenmeden önce satın almış olduğu arsayı satarak dava konusu taşınmazı edindiğini, tek başına yaşayamayan davalının bu taşınmazı satarak … bulunan oğlunun yanına taşındığını bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının evlilik boyunca yurt dışında işçi olarak çalıştığı buna karşılık davacının ancak haftada 4 saat temizliğe gitmesi bir katkı sayılmayacağından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 16.09.1972 tarihinde evlenmişler, 16.06.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 19.05.2011 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihi olan 16.09.1972 tarihinden TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı, 16.06.2008 tarihine kadar yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.
Dava konusu taşınmazın 1989 yılında edinildiği ve 18.06.2008 tarihinde satılarak üçüncü kişiye devredildiği belirlenmiş olmasına göre dava, 743 sayılı TKM’nin (Mülga) 170. maddesi gereğince eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen maldan kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yurt dışında yaşayan taraflardan davalı kocanın işçi olarak sürekli ve düzenli bir geliri bulunmasına rağmen davacının haftanın 4 saati temizliğe gitmekten ibaret işinin düzenli bir gelir sağlayamayacağı kanaati ile davanın reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre taraflar 16.09.1972 tarihinde evlendikten sonra yurt dışında yaşamışlardır. Her ne kadar yurt dışında resmi olarak çalıştığı saptanmamış ise de tanık beyanlarından davacının temizlik ve benzeri işlerde iş buldukça çalışarak aile bütçesine katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki özellikle 1965 yılından sonra Alman Devleti’nin işçi ihtiyacı nedeniyle ülkemizden … yoğun bir işçi göçü yaşandığı, bu göç ile … giden işçi ailelerinin bir birikim yapabilmek adına kadın erkek yoğun bir emek harcadığı, resmi olarak yapılan işler yanında özellikle kadınların … makamlarının izni ve bilgisi haricinde temizlik, bahçe işleri vb kayıtlara geçmeyen, günlük ve emeğe dayalı resmi olmayan işlerde çalışarak aile bütçesine katkıda bulundukları da bilinen bir gerçektir. Bu itibarla evlenme tarihinden uzun sayılabilecek bir süre sonra tek katlı olarak edinilen ve sonrasında 2002 yılından önce üzerine 2 kat daha çıkılan taşınmazın gerek edinilmesinde gerekse de üzerine 2 kat daha inşaasında davacı kadının katkısının bulunmadığının kabulü hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hakkaniyete de uygun değildir.
Bu halde mahkemece, yukarıda açıklanan şekliyle bir katkısının bulunduğu kabul edilerek, ancak davacının gelir miktarının tespiti mümkün olmadığından hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri gereğince 09.12.2011 tarihli uzman bilirkişi Prof. Dr. A… tarafından düzenlenen rapora uygun olarak bilirkişi tarafından belirlenen miktara karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’nun 388/4. HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.