Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/9324 E. 2013/12400 K. 17.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9324
KARAR NO : 2013/12400
KARAR TARİHİ : 17.09.2013

MAHKEMESİ :…….. Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı

………… Tatar ile … aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair … 1. …….. Mahkemesi’nden verilen 16.01.2013 gün ve 986/43 sayılı hükmün …….. yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı-birleşen dosyada davalı … vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin ……..ya tabi olduğu anlaşılmış ve …….. için 17.09.2013 …….. günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. …….. günü temyiz eden davacı-karşı davalı … vekili Avukat …….. Işıl Değerli, davalı-karşı davacı … vekili Avukat … geldiler. ……..ya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra ……..ya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı-birleşen dosyada davalı … vekili, tarafların 01.01.2002 tarihinden sonra edindikleri ve davalı … adına kaydedilen … Şemikler mah. 26030 ada 1 parselde 5 nolu daire, … … …….. köyü 395 ada 3 parsel üzerinde inşa edilen lüks villa,…….. plakalı araç bir …….. ve …….. adına bulunan banka hesaplarındaki aktifler açısından edinilmiş mal olduklarını ve yarı oranda davacı …’nin katılma alacağı olduğunu açıklayarak TMK 236/1.m gereği 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallarla ilgili olarak yasal mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiye neticesi davacının alacağının tesbiti ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 15.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiş. 05.07.2011 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile talep miktarını 220.000 TL’ye yükseltmiştir. Birleşen davaya cevabında ise, …………’nin çalışmadığı iddiasının doğru olmadığını, …………’nin ……..’da çalışırken 1987 yılında ……..’ye döndükten sonra da bir süre çalışarak gelir elde ettiğini, ayrıca gerek evlilik öncesi birikimlerle alınan ve gerekse ……..de takılan ……..lerin alımda kullanıldığını, birleşen davada dava konusu edilen taşınmazın, daha önce alınıp satılan kooperatif evi ve ……..’deki ev’in satışı ile alındığını, ……..’nin aynı dönemde ……..’da adına ev aldığını, evi geçindirme yükümlülüğü de düşünüldüğünde katkısı bulunamayacağını açıklayarak birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosyada davacı … vekili, …………’nin geliri olmadığını, çalışmadığını, katkı sağlamadığını, malların tamamının ……..’nin çalışarak elde ettiği gelir, çektiği kredi, ablasından alınan bilezikler ve arkadaşlarından alınan borç para ile edinildiğini açıklayarak asıl davanın reddini savunmuştur. Birleşen davasında ise; ………… adına kayıtlı ……..’da alınan evin bedelinin tamamının …….. tarafından karşılandığını açıklayarak bu taşınmazdaki evle ilgili %100 katkı nedeniyle ………… adına olan tapu kaydının ipt…….. ile …….. adına tesciline veya taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 30.000 TL’nin katkı payı olarak davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da yatırdığı 24.06.2011 tarihli dilekçesi ile talep miktarını 170.000 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece, davacı … vekilinin davasının 15.000,00 TL.lik kısmının kabulüne, dava tarihi olan 15.09.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte birleşen dosyada davacı …’den alınarak davacı …’ye verilmesine, 205.000,00 TL’lik kısmının ise zamanaşımı nedeni ile reddine, birleşen dosyada davacı … vekilinin davasının 88.032,00 TL’lik kısmının kabulüne 30.000,00 TL’lik kısmı için dava tarihi 23.12.2008 tarihinden, 58.032,00 TL’nin ıslah tarihi olan 24.06.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı-birleşen dosyada davalı …’den tahsiline, 81.968,00 TL’lik kısmının reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı-birleşen dosyada davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 02.11.1984 tarihinde evlenmişler, 17.03.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 24.06.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında, evlendikleri tarihten 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TKM. m. 202, 4722 sayılı K.m.10) Taraflar arasındaki mal rejimi TMK’nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Asıl davada …….. köyü 395 ada 3 parselin üzerindeki lüks villa 31.10.2002 tarihinde yapılmış, … Şemikler mahallesi 26030 ada 1 parselde 5 numaralı mesken 20.11.2007, 35 AF 9155 plakalı araç 21.10.2003, …….. plakalı …….. 11.09.2007 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınarak davalı … adına kaydedilmişlerdir. Asıl davada ayrıca …….. adına banka hesaplarında bulunan paralarla ilgili olarak da katılma alacağı isteğinde bulunulmuştur. Birleşen davada ise … …….. mahallesi 9509 ada 3 parselde 3 numaralı mesken 04.11.1999 tarihinde … adına satın alınarak tescil edilmiş olup, taraflar arasında alım tarihi itibarıyla mal ayrılığı rejimi geçerlidir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, asıl davada dava konusu taşınmazların satın alındıkları tarih itibariyle edinilmiş mal olup, davalı …’nin kişisel malı olduğu ispatlanamadığına, gerek taşınmazlar gerekse katılma alacağı isteğinde bulunulan banka hesapları üzerinde yapılan inceleme ve bulunan miktarda da bir hata yapılmadığına, katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin gelir elde edip etmemesi veya katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi olmadığına, katılma alacağının eşler yararına yasadan kaynaklanan alacak hakkı niteliğinde olduğuna, mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda katılma alacağı da usulüne uygun şekilde hesaplanarak belirlendiğine göre davacı … lehine bulunan toplam 189.084,62 TL katılma alacağı miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu miktarın …………’nin katılma alacağı hakkı olarak kabulü yerindedir.
Asıl dava 15.000 TL taleple açılmış, yargılama sırasında bilirkişi raporları sonrası davacı … vekili katılma alacağı taleplerini 220.000 TL’ye yükselttiğini açıklamıştır. Davacının talebi katılma alacağı niteliğinde olup Dairece, her ne kadar önceki karalarda bu tür davalarda TMK’nun 178.maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu benimsenmiş ise de, Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı ilamıyla, edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından da TMK’nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK’nun 146.maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüş, Dairece de bu görüş benimsenmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 153/1-2. bentleri (Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur) gözetilerek boşanma kararının kesinleştiği 24.06.2010 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz geçmediği anlaşıldığına, davacı taraf da bu süre içinde ıslah isteğinde bulunduğuna göre, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde karar verilmesi gerekmektedir. O halde; dava ve ıslah tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından, davacının talebi ve mahkemece bilirkişi raporu ile belirlenen miktar gözetilerek ıslah edilen miktarla ilgili de hüküm kurulması gerekirken, usul ve kanuna aykırı şekilde ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Asıl dava ile ilgili temyiz itirazları bu bakımdan yerindedir.
Birleşen davada ise, dava konusu ……..’da bulunan 9509 ada 3 parselde 3 numaralı mesken 04.11.1999 tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli iken alınmış olup, katkı payı alacağı hesabı yapılırken, tarafların dava konusu mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözönünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece katkı payı alacağı hesabı yapılırken, tarafların kişisel harcamaları ve erkeğin TKM’nin 152.maddesine göre evin geçindirme yükümlülüğü düşüldükten sonra kadının tasarruf miktarı 569,49 TL., erkeğin ise 564,30 TL. olarak dikkate alınmış, ayrıca kadının 296,17 TL değerindeki ……..lerini bozdurarak gelirini alımda kullandığı kabul edilmiştir. Bu miktarlara taraflarca bir itiraz olmadığına ve hüküm ………… vekili tarafından temyiz edildiğine göre hesaplamada bu miktarlara itibar edilmesi ve ……..lerin gelirinin taşınmazın alım değerine oranlanmış olması usul açısından doğrudur. Ancak az yukarıdaki ilkeler gözetilerek taraf gelirlerinin birbirlerine oranlanması ve ……..lerle katkı sağlanan bölüm çıktıktan sonra kalan kısım üzerinde tarafların katkı oranlarının bu şekilde bulunması, devamında dava tarihi itibarıyla belirlenen taşınmazın sürüm değerinin dikkate alınarak hesaplama yapılması, ……..lerden dolayı % 7,89, kalan kısım üzerinde çalışılarak elde edilen gelir bakımından % 49,79 oranları gözetilerek (9.468 TL + 55.032 TL) toplam 64.500 Tl katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, taraf gelirlerinin taşınmazın alım değerine oranlanması ile hatalı şekilde bulunan % 73,36 katkı oranının dava tarihi itibarıyla tesbit edilen 120.000 TL rayiç değer ile çarpılarak 88.032 TL,ye hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. Birleşen dava bakımından da açıklanan sebeple ………… vekilinin temyizi yerinde görülmüştür.
Davacı-birleşen dosyada davalı … vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün açıklanan hususlara yönelik olarak 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’ nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay ……..sının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay ……..sında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.759,50 TL peşin alınan harcın davacı-birleşen dosya davalısına iadesine 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.