Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/882 E. 2013/6709 K. 07.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/882
KARAR NO : 2013/6709
KARAR TARİHİ : 07.05.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

… ile … aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair … Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 08.03.2012 gün ve 203/42 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı, dava dilekçesinde kendisine ait iki katlı kargir ev, samanlık ve müştemilatı ile tarla vasfında bulunan 8155,94 m 27’lik alanının kadastro çalışmaları sırasında davalı oğlu … adına tespit gördüğünü açıklayarak tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın 16.03.1997 tarihli harici satış senediyle vekil edenine davacı babası tarafından satıldığını, alım satım senedi olduğunu, bedelin ödendiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 200 ada 4 sayılı parselin davalı … adına olan tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı dava dilekçesiyle beyanlarında; hacca giderken 16.03.1997 tarihli “ Menkul ve Gayrimenkul Satış Senedidir” başlıklı harici satış senedi düzenlendiğini, sadece kendisi ile bazı tanıklar tarafından imzalandığını, davalı oğlunun bundan haberi bulunmadığını ve oğlundan habersiz olarak eşine bıraktığını, eşinin de davalının eşi …’e verdiğini, ancak …’in senedi davalı kocasına vermesi ve kadastro çalışmaları sırasında kadastro ekibine sunması sonucu 200 ada 4 sayılı parsel davalı adına tespit ve tescil edildiğine, gerçek bir satış olmadığını aslında hicazdan döndüğünde senedin geri verilmesi gerektiğini belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Her ne kadar davalı taraf aksini ileri sürmüş ise de dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, davacının beyanını doğrulamakta olup, keşif sırasında da davacının taşınmaz içerisinde bulunduğu evde oturduğu ve taşınmaz üzerinde bulunan bina ve eklentileriyle diğer kısımlarının davacı
tarafından tasarruf edildiği saptandığına göre davalı vekilinin işin esasına, vekalet ücreti dışında kalan harç ve yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddiyle bunlara ilişkin hüküm fıkralarının ONANMASINA,
Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; dosya üzerinde yapılan incelemede yargılama sırasında davacının kendisini vekille temsil ettirdiği belirlenmiştir. Davacı dava dilekçesinde 8100 TL harç değeri göstermiş olup, bu miktar üzerinden dava harcı tamamlanmıştır. Her ne kadar keşifte dinlenen uzman bilirkişi inşaat mühendisi arsa ve üzerindeki binalarla eklentilerinin toplam değerinin 54,000 TL.. ziraat mühendisi ise ağaç ve zemin değerinin 126.679,5 TL olarak belirlenmiş ise de her iki değer üzerinden de yargılama sırasında eksik peşin nispi harç tamamlatılmadığından keşifte belirlenen değerler üzerinde nispi vekalet ücretinin hesaplanması olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki mahkeme 6.190 TL nispi vekalet ücretini hangi değer üzerinden hesapladığını da kararın gerekçesinde ve hüküm fıkrasında açıklamamıştır. Eksik peşin nispi harç yargılama sırasında tamamlanmadığına göre harç değeri olarak gösterilen 8100 TL üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı yararına nispi vekalet ücreti taktir edilmesi gerekirken davalı aleyhine olabilecek şekilde yüksek vekalet ücreti taktir edilmiş bulunması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün sadece vekalet ücreti bakımından hükmün 6100 sayılı HMK. nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3.667,60 TL’nin temyiz eden davalıdan alınmasına 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.