Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2013/8455 E. 2013/16331 K. 11.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8455
KARAR NO : 2013/16331
KARAR TARİHİ : 11.11.2013

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

… A R A R

Dava, 3.kişi tarafından İİK 96.maddesi gereği açılan istihkak davasının kabulü istemine ilişkindir. Mahkemece, ödeme emri tebliğ edilen adres dışında haciz yapıldığını, haciz yerinde borçluya ait evrak bulunmadığını, 3.kişi ile borçlu ortaklıklarını 26.06.2011 tarihi itibarı ile sonlandırdıklarını, 3.kişinin icra kefili olduğunu, haciz yapılan işyerinin kira sözleşmesi gereği 3.kişi tarafından kullanıldığı anlaşıldığından davanın kabulüne haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 3.kişi vekili, alacaklı tarafından Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/16221 Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu … ve Gençler Makine – Kürşat Başsoy aleyhine icra takibi yapıldığını,alacaklı ile borçlunun kötü niyetli ve takiplerin muvazaalı olduğunu, tebligat adresi olarak borçlunun adresi gösterilmiş olmasına rağmen icra işlemi müvekkilin adresinde ifa edildiğini, müvekkil ile borçlunun 2011 Mayıs ayı sonuna kadar ortak çalıştığı ve bu tarihten sonra ayrıldıklarını, borçlunun işyeri ile hiçbir bağı kalmamasına rağmen alacaklı ile anlaşmalı olarak, olmayan bir alacak ve borç ilişkisi yaratarak müvekkilin adresinde haciz işlemi uygulandığı, borçlu tarafından müvekkile ait haciz yapılan adrese gelerek kendisine ait evrakları işyerine bıraktığını, alacaklı ve borçlu tarafın muvazaalı haciz işlemini uygulamak için gece vaktini seçtiklerini, malların muhafazaya alınacağı tehdidi karşısında mecburen kefil ettirildiğini, bu nedenlerle yapılan haciz işleminin iptali ile istihkak iddialarının kabulü ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, istihkak iddiasına konu Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2011/16221 Esas sayılı takip konusu senedin ciro silsilesi yolu ile ellerine ulaştığını, borçlunun borcunu kabul etmesinin muvazaa olarak yorumlanamayacağını, yapılan icrai
işleminin usul ve yasaya uygun olarak borçlunun işyerinde yapılmış olduğu, İİK 51.madde istisnası olarak gündüz vakti başlayan hacze gece vakti devam edilebileceği, haciz yerinde yapılan araştırmada işyerinin borçluya ait olduğunu gösterir su faturası bulunduğunu, ayrıca borçlu adına haciz adresi üzerine düzenlenen ve teslim edilen irsaliye faturaların tespit edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak iddiasının kabulü istemine ilişkindir.
Somut olayda,davalı borçlu …’ün eski ortağı olan davacı 3.kişi Abdülmecit Akdeniz 16.11.2011 tarihli haciz sırasında borçlunun takip konusu borcunun tamamına icra kefili olduğu anlaşılmaktadır. Davacı 3.kişi takip konusu borca icra kefili olduğuna göre, artık sıfat itibariyle icra takip borçlusu durumunda olup, bu durumda borçlu sıfatında olan davacının mahcuzlar hakkında istihkak davası açıp açamayacağı mahkemece tartışılmamıştır.
Borcun doğumundan sonraki tarihte davacı 3.kişi borçluya ait adreste ve aynı konuda birlikte ortak ticari faaliyete bulunmuştur. 3.kişi ile borçlunun birlikte ortak olarak çalıştıkları dosya kapsamı ile bellidir. Haciz tutanağı içeriğine göre de, işyerinin 3.kişi tarafından devir alındığının anlaşılması ve hacizde borçluya ait evraklar bulunması karşısında, davacı 3.kişi ile borçlu arasında muvazaalı işyeri devri bulunduğu, bir an için muvazaalı işlem bulunmadığı kabul edilse dahi, olayın ticari işletme devri niteliğinde bulunduğu gözetilerek, davanın esas yönünden reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Bu hukuki ve fiili olgular gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.